Abstract:
İnsanları bilgiyle donatan eğitim kurumu olarak okulların işlevlerini beklendik
düzeyde yerine getirmesinde ve işleyişinin sürekliliğinde en önemli görev kuşkusuz
okul yöneticilerindedir. Okul yöneticilerinin yönetim becerileri ve yetki kullanma
becerileri okul yönetiminin kalitesini ortaya çıkarır.
Okul yöneticilerinin üzerindeki yük arttıkça doğal olarak yetki sınırları da
genişlemektedir. Okul-aile iletişiminin artması ve velilerin okul ve öğrenciler
hakkında anlık bilgilendirilmesi, internetin hayatımıza bu denli girmesiyle birçok
bilginin internete girilmesi, sürekli merkezden gelen mesajlara cevap verilmesi ve
öğretmenlere aktarılması gibi birçok görev okul yöneticilerinin yetkilerini
arttırmıştır. Okul yöneticisinin artan yetkileri aynı zamanda onlara iş yükü de
getirmiştir.
Yetkisini paylaşabilen yöneticilerin iş yükü hafiflediği için işlerini daha doğru, daha
kısa sürede ve daha az stres altında yapması beklenmektedir. Yöneticinin iş yükünün
hafiflemesi okuldaki eğitim-öğretimle daha çok ilgilenmesi için ona zaman
sağlayacaktır.
Gelişmiş toplumların eğitim sistemlerinin de toplumla beraber değişip gelişir.
Değişen koşullar, gelişen teknoloji, ihtiyaç duyulan insan gücündeki değişim, halkın
ve devletin eğitimden bekledikleri değiştikçe okuldan beklentilerde armış; beklentiler
arttıkça ve koşullar değiştikçe yöneticilerin farklı alanlarda yetkileri doğmuştur.
Türkiye ‘de İlk defa 1953-54 ders yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagojik ve Özel
Eğitim Bölümlerinde rehberlik bağımsız bir ders olarak programda yer almıştır (meb,
2014). 1950’lerden önce mesleki yönlendirmeden veya internet hayatımıza bu kadar
girmeden önce e-okuldan, veli ve öğrenciyi internet üzerinden bilgilendirmekten
bahsedemezdik. Bu ve bunun gibi daha nice yenilik yöneticilere yeni görevler ve
yeni yetkiler yüklemiştir. Artık yetkiler o kadar artmıştır ki bir insanın tek başına
altından kalkamayacağı bir hale gelmiştir. Burada yöneticinin yöneticilik
becerilerinin yanı sıra yetki kullanma ve yetki paylaşabilme becerileri de önem
kazanmıştır.
Yönetimin bir bilim olarak araştırılmaya başladığı 1900’ lü yılların başında, yönetim
daha çok güç ve otorite kullanarak iş görenlere iş yaptırabilme olarak tanımlanırken,
çağdaş yaklaşımlar yönetimi iş görenlere güdüleme yoluyla iş yaptırabilme veya
insan gücünü en yüksek performansa çıkarma ve insan gücünden en yüksek verimi
elde etme olarak kabul etmektedir (Eren, 2003). Her yöneticinin birinci derecede amacı ve rolü, kurumda var olanlardan daha iyi ve fazlasını sağlamaktır(Taymaz,
2003). Yöneticinin görevi, örgütü amaçlar yönünde yasatmaktır (Başar, 2000).
Eğitim yönetimi eğitim örgütlerini saptanan amaçlara ulaştırmak üzere insan ve
madde kaynaklarını sağlayarak etkili bir biçimde kullanarak, belirlenen politikaları
ve alınan kararları uygulamaktır. Eğitim yöneticileri de örgütlerini Türk Milli
Eğitiminin genel amaçları ve örgütün özel amaçları çerçevesinde yönetmekten
sorumludurlar (Taymaz, 2007).
Schein’a göre en büyük örgüt olan toplum, çeşitli bireylerin koordinasyonu
sayesinde, kendi üyelerinin ihtiyaçlarını karşılayabilmektedir. Örgüt kavramının
temelini oluşturan öğelerden birisi, karşılıklı yardım fikrine dayanan, çabaların
koordinasyonudur (Yücel, 2006).
Kısaca yönetim, örgütün amaçlarının gerçekleştirilebilmesi için eldeki insan ve
madde kaynaklarının etkili bir biçimde kullanılmasıdır. Buradan yola çıkarak, formal
bir örgütte yönetim; örgütü saptanan amaçlara ulaştırmalı ve amaçlara uygun bir
biçimde yaşatmalıdır. İnsan ve madde kaynaklarını sağlamalı ve etkin bir biçimde
kullanmalıdır. Örgüt için belirlenen politika ve kararları uygulamalı ve islerin
yapılmasını sağlamalıdır. Örgütün çalışmalarını izlemeli, denetlemeli ve
geliştirmelidir.
Eğitimde en yüksek verimi almak için öncelikle eğitim ortamındaki temel
ihtiyaçların giderilmesi gerekilmektedir. Okulda eğitim ortamındaki temel
ihtiyaçların giderilmesinde en önemli sorumluluk sahibi kişiler ise okul
yöneticileridir. Yetki paylaşımında sorun yaşayan ve okullarının ihtiyaçlarını
belirleyip gidermekte sıkıntılar yaşamaktadır. Okul içerisinde yaşanan birçok
sıkıntının kaynağı yetki paylaşımında ortaya çıkan sorunlardır. Bir okulun iyi
yönetilmesi şüphesiz ki o okuldaki eğitimin kalitesini de arttıracaktır.
Araştırmanın genel amacı, İstanbul İl’i Esenyurt İlçesi’ne bağlı İlk ve
Ortaokullarında görev yapan yöneticilerin yetki kullanımında ve yetki devri sırasında
yaşadıkları sorunları belirlemek ve öneriler geliştirmektir.
Bu araştırmanın evreni, 2014–2015 eğitim-öğretim yılında İstanbul ili Esenyurt
İlçesinde bulunan İlk ve Ortaokullarda görev yapan okul yöneticilerinden
oluşmaktadır.
Bu araştırmanın verileri 2014-2015 eğitim-öğretim yılı güz döneminde toplanmıştır.
Veri toplama aracı olan ölçek formu 30’u ilkokul ve 34’ü ortaokul olmak üzere
toplam 64 okulda uygulanmıştır.
İstatistiksel analizler SPSS versiyon 20 yazılımı ve Excel 2010 kullanılarak yapıldı.
Tüm değişkenlerin frekans ve yüzde değerleri hesaplandı. Tüm değişkenler cinsiyet,
öğretmenlerin okuldaki görevleri ve meslek deneyimlerine göre Pearson-Chi Square
test istatistiği yöntemi kullanılarak karşılaştırıldı. Skalalı soruların tamamı için faktör
analizi uygulandı. Sonuçlar çizelgeler halinde sunuldu.
Araştırma bulgularının; eğitim yöneticilerine, okul yönetiminde bir ışık tutacağı, bu
alanda yeni araştırmalar yapacak olan araştırmacılara veri sağlayacağı bu konuyu
güncelleştirip üzerinde düşünme, tartışma ve yeni araştırma imkânları sunacağı ve
yol göstereceği umulmaktadır. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan
bir seminer programı ile İl Milli Eğitim Müdürlükleri koordinatörlüğünde okul
yöneticilerine “Yetki Kullanımı ve Yetki Devri” konulu seminerler verilebilir.