INQUIRY-BASED INSTRUCTION IN ENGLISH LANGUAGE TEACHING

Abstract

Sorgulama-Tabanlı öğretim modelinin İngilizce öğrenme üzerindeki etkileri uzun süredir tartışılmaktadır. Bu tez, sorgulama-tabanlı öğretim yaklaşımının İngilizce öğrenme üzerindeki etkilerini araştıran bir eylem araştırmasıdır. Çalışmanın asıl amacı, öğrencilerin İngilizce öğrenirken, öğrenme sürecine katılmalarını sağlamak ve öğrenmenin sorumluluğunu alan ve sorgulama tekniğini sosyal hayatında kullanabilen, hayat boyu öğrenmeyi prensip edinmiş bireyler olarak gelişmelerine yardımcı olmaktır. Çalışmanın ilk amacı öğrencilerin, sorgulama tabanlı dil öğretiminin olumlu etkilerine olan yaklaşımlarını belirlemektir. İkinci olarak ise, sorgulama tabanlı öğretim modelinin uygulanmasında öğretmenlerin ve öğrencilerin karşılaştığı zorlukları belirlemek amaçlanmıştır. Çalışma, 2018-2019 akademik eğitim yılında İstanbul’da özel bir kolejin ilkokul bölümünde gerçekleştirilmiştir. Katılımcı öğrenciler, yaş ortalaması 8 olan, İngilizce dil seviyeleri genel olarak başlangıç düzeyinde olan 16 öğrenciden oluşmaktadır. Veri toplama aracı olarak, araştırmacı günlüğü, yarı yapılandırılmış görüşmeler ve öz değerlendirme yönergeleri kullanılmıştır. Çalışma sonuçları, sorgulama tabanlı öğretim yaklaşımının öğrencilerin İngilizce dilini edinimine katkıda bulunduğunu göstermiştir. Bulgular ayrıca sorgulama tabanlı öğretim yaklaşımının öğrencilerin anlamlı öğrenimine, böylece ilgi alanları, beklentileri, yetenekleri ve ihtiyaçları baz alınarak hazırlanmış aktivitelerle İngilizce ediniminde aktif şekilde katılım sağlamalarına katkıda bulunduğunu göstermiştir. Öğrenciler, yeni bilgi oluşturabilmek için anlamlı ve ucu açık sorular sormayı öğrenmişler, aktif bir şekilde grup çalışmalarına katılarak birbirlerinden öğrenme ve birbirlerine öğretme deneyimi yaşamışlardır. Öğrencilerin, hedef dildeki yetersizliklerine rağmen, ilgi alanlarına göre planlanan dersler sayesinde derslere katılımları büyük ölçüde artmıştır. Çalışmanın sonuçları, öğrencilerin birtakım konularda zorluk yaşadığını da göstermiştir. Bunlar, ilk olarak öğrencilerin sınıf arkadaşlarıyla işbirliği yaparak çalışmasında görülmüştür. Öğrencilerin, kişisel hayatlarında oldukça gerekli olan iletişim becerilerine sahip olmadıkları, ana dillerinde dahi birbirleriyle iletişim kurmakta zorlandıkları, dolayısıyla İngilizce dilinde de aynı zorluğu yaşadıkları görülmüştür. Fakat, gruplama stratejilerinin ve çalışma istasyonlarında yapılan grup çalışmalarının yardımı ile, öğrencilerin çoğunun bu tutumu olumlu bir şekilde değişiklik göstermiştir. Öğrenciler, grup çalışmasını ve birlikte bir şeyler üretebilmeyi sevmişlerdir. Gözlemlerime dayanarak, öğrenciler için hazırladığım öğrenme ortamının barışçıl ve güvenli oluşu öğrencilerin, hedef dili kullanırken ve fikirlerini paylaşırken kendilerini rahat ve özgüvenli hissetmelerini sağlamıştır. İngilizce dilini kullanmada sorun yaşayan en utangaç ve iletişime kapalı öğrencilerde dahi, programın son haftasında kayda değer olumlu değişiklikler gözlenmiştir. Bu sonuçlara ek olarak, İngilizce xi öğretmeninin de dersleri planlama konusunda zorluklar yaşayabildiği görülmüştür. Sorgulama tabanlı öğretim modelinin etkinliği ancak iyi bir planlama ile mümkündür. Tek bir İngilizce dersinin planlanması, organize edilmesi ve materyallerinin hazırlanması uzun saatler alabilmektedir. Araştırma sonuçları, sorgulama tabanlı öğretim modelinin en deneyimli öğretmenler için dahi zorluk yaratabileceğini göstermiştir. Sonuçlar ayrıca, öğretmenlerin rolünün öğretmekten ziyade, rehberlik etmek olması gerektiğini öğretmenlerin, sınıflarında merak duygusunu teşvik eden rol modeller olmaları gerektiğini, dolayısıyla geleneksel yöntemleri kullanan öğretmenlerin bu anlayışı benimsemekte zorluklar yaşayabildiğini göstermiştir.