Özet:
İnsanlık tarihinin başlangıcından günümüze kadar güneş ve ışığın değeri hep bilinmiş
ve ona verilen değer arttıkça, tutumlu kullanmaya gösterilen özen de o kadar
artacaktır. Bu çağda bu tutumun çok olduğunu görmek mümkündür. Enerjiye yapılan
yatırımlar hızla artmaktadır, fosil yakıtlar zaman ile bitecektir. Diğer taraftan çevreye
zarar verdiğinden dolayı fosil yakıtların yerine yenilenebilir enerji kaynaklarının
kullanılması gerekmektedir.
Binalarda önemli olan iç hava kalitesinin, enerji kullanımı gerektirmeden sağlandığı
doğal havalandırma yöntemleri ve önemini vurgulamak söz konusudur. Yapı içindeki
iç hava kalitesinin insan sağlığı ve çalışma verimi üzerinde oldukça büyük bir etkiye
sahip olduğu bilinen bir gerçektir. Yapılan bazı araştırmalara göre, insanların
yaşamalarının ortalama %90’ının geçtiği iç ortamlardaki hava kirlilik seviyesinin
çoğu zaman dış ortamdan daha yüksek olduğu belirtilmektedir. Bu sebeplerden
dolayı tüm sektörlerin yapılarında havalandırma gerekecektir. Dolayısıyla doğal
yönetmeleri kullanarak yaşam standartlarında uyum sağlanacaktır.
Sağlık açısından eskiye bakılırsa İnsanların hayat daha kalay sağlanıyordu. Ancak
sanayileşmek İnsanların hayatını kolaylaştırsa dahi sağlıklarını tehlikeye
sokmaktadır.
Mimar İnsanın barındırması değil hayatını tasarlıyor. Tasarlama açmasında her
zaman sağlıklı hayat temel düşüncedir
Bu çalışmada Güneş, Işık ve doğal havalandırmanın İnsan sağlığı ile ilişkisi,
kullanılır enerji üretimi, mimarisi tasarımda etkileri, tasarım kriterleri, geleneksel ve
çağdaşta kullanılan örneklerin incelenmesi söz konusudur. Güneş ve Işığın
geleneksel tasarımda kullanması yaygın olduğundan örnek alarak, enerji açısından
modern mimari ’de doğal kanyakları kullanarak sağlıklı bir hayat, çevreye dostu
tasarlama hem insan ve hem çevre açısından irdelemektedir.