Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://hdl.handle.net/11547/2367
Başlık: EGEMEN İDEOLOJİ VE MİMARLIK: TOTALİTER REJİMLERİN MİMARİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Yazarlar: Velibeyoğlu, Veli Rauf
Anahtar kelimeler: Mimari
Totalitarizm
Erk
İdeoloji
Propaganda
Architecture
Totalitarism
Power
Ideology
Propaganda
Yayın Tarihi: 2018
Yayıncı: İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
Özet: Bu tez çalışmasında, Avrupa tarihindeki totaliter rejimlerin, mimariyi kendi ideolojileri doğrultusunda nasıl kullandıkları ele alınmıştır. Bu yüzden öncelikle ideoloji, erk, politika, totalitarizm, propaganda ve ütopya kavramları incelenecek, ardından bu kavramların mimarlık disipliniyle olan ilişkileri ortaya koyulup, hepsi tek bir başlık altında analiz edilecektir. Kavramsal terimler ve bu terimlerin mimariyle ilişkiler incelendikten sonra, önce totaliter rejim mimarilerine ilham veren dönemler, sırasıyla Büyük İskender devrindeki Helenistik Dönem, İmparator Augustus Dönemi Roma’sı ve Napoléon Dönemi’nde icra edilen mimariler incelenecek ve ardından da tezin asıl konusu olan totaliter rejim mimarileri, bu bahsedilen dönemlerden sonra sırasıyla Mussolini, Hitler ve Stalin dönemleri olarak analiz edilecektir. Bu araştırma konusunun seçilmesinin sebebi, mimarlığın tarihteki en önemli totaliter erklerin elinde, ideolojik hedefler doğrultusunda avama yönelik nasıl bir propaganda aracına dönüştürüldüğünün yanı sıra, mimarinin aslında sanat ve mühendislik yönünün dışında, ne gibi bir sosyolojik etki sahası ve kullanımı olduğunu ortaya koymak olmuştur. Mimarlık sanat özelliği taşımasının dışında mimarlık, egemen siyasal ideolojiler tarafından bir erk gösterisi ve propaganda amacıyla manipüle edilip kullanılmıştır ve günümüzde halen kullanılmaktadır. Avrupa totaliter rejimleri, benzer basmakalıp siyasi faaliyetleri kullanarak, egemen oldukları kitlelerle hem aralarında bir bağ kurmak için, hem siyasi ideolojilerini meşru kılmak için, hem de propaganda teknikleriyle halkın algısını kontrol edip yönetebilmek için, mimarlık disiplinini kendi ideolojik hedefleri doğrultusunda bir araç olarak kullanmışlardır. Mimarinin bu ideolojik kavramlarla olan ilişkisi, en ufak kamu yapılarından kent ölçeğine kadar gözlemlenebilmektedir. Çünkü egemen erkin ideolojisini ve yaşam tarzını yansıtacak şekilde yenilenen kent çehreleri, fiziksel ortamda yaşam bulan sembolik ve ideolojik anıtlara dönüşürler. Aslında bütün bu mimari süreç, otoriteyi elinde tutan gücün, kent ölçeğinde tasarladığı bir ideolojik kurgudan ibarettir. Egemen erk tarafından mimari ile kurulmuş bu ideolojik kurgu ortamında yaşayan toplum, algısı yönetilen bir kitle haline gelir. Dolayısıyla mimarlar, tarih boyunca kimi zaman isteyerek, kimi zaman da istemeden egemen siyasal erkle gizli bir ilişki içerisinde olmuşlardır. Bu ilişkiye karşı çıkanlar da, var olma mücadelesi içine düşmüşlerdir. Günümüzde bu ilişki, hiç bozulmadan devam etmektedir.
URI: http://hdl.handle.net/11547/2367
Koleksiyonlarda Görünür:Tezler -Thesis

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
510092.pdf7.97 MBAdobe PDFKüçük resim
Göster/Aç


DSpace'deki bütün öğeler, aksi belirtilmedikçe, tüm hakları saklı tutulmak şartıyla telif hakkı ile korunmaktadır.