Özet:
Bu makaleye veri sağlayan araştırma Adana Çukurova Üniversitesi’nde okuyan
“üniversite öğrencilerinin gelecekte LGBTİ+ (Lezbiyen, Gey, Biseksüel,
Transseksüel, İnterseks, +) çocukları olması ihtimaline dair tutumlarının
incelenmesi” amacıyla gerçekleştirilmiştir. Toplumun yarattığı ve bireylere
yüklediği rollerle birlikte beklenilen rolü yerine getirmeyen bireylere karşı
toplum ön yargı geliştirmektedir. Bu durumdan, toplumsal cinsiyet temelli olarak
en çok etkilenenler LGBTİ+lardır. Toplumun LGBTİ+ları hastalıklı olarak
görmesi, ötekileştirmesi, dışlaması, istismara ve nefret söylemlerine maruz
bırakması, onların haklarına sahip çıkmaması LGBTİ+ların durumunu
zorlaştırmakta ve toplumda çatışmalar yaşanmasına neden olmaktadır. Bu
bağlamdan yola çıkarak üniversitede kadın ve erkek öğrencilerin önyargılarını
araştıran bu çalışma verileri pandemi sebebiyle online olarak toplanmıştır. Bu
araştırma kolay durum örneklemesiyle ulaşılan 101 gönüllü katılımcıyla
gerçekleşmiştir. Analizler öğrencilerin gelecekte çocuklarının LGBTİ+ olması
konusuna dair tutumlarının tanımladıkları cinsiyetlerine göre nasıl farklılaştığını
ortaya koymayı hedeflemiştir. Çalışmaya katılan bireylere cinsiyetleri
sorulduğunda %51.5’i kendilerini kadın, %48.5’i erkek olarak tanımlamıştır.
Verilerin analizi IBM SPSS Statistics 19 programı ile gerçekleştirilmiştir. Bu
analizlerin sonucunda erkek katılımcıların kadın katılımcılara oranla LGBTİ+lara
karşı daha olumsuz tutum sergilediği ortaya konmuştur. Katılımcılar ileride
LBGTİ+ çocuklarının olma ihtimaline karşı tepkilerini değerlendirirken kadın
katılımcılar erkek katılımcılara oranla daha olumlu yanıtlar vermiştir. Araştırma
örneklem ve araştırma aracına bağlı sınırlılıkları gereği, genelleştirme amacı
* Makale Geliş Tarihi: 14.07.2021 - Makale Kabul Tarihi: 06.09.2021
DOI: 10.17932/IAU.ASD.2015.007/asd_v07i3006
256
Toplumsal Cinsiyet Algısı ve Ön Yargı: LGBTİ+lara Yönelik Tutum Üzerine Bir Çalışma
gütmemekte sadece bir üniversitenin öğrencilerinin tutumuna dair durum tespiti
yapmayı hedeflemektedir. Çalışma, kısıtlılıklarına rağmen ileride
gerçekleştirilecek araştırmalara temel oluşturacak ve sosyal hizmet
araştırmasının hedeflerine uygun olarak, hem savunuculuk hem de sosyal
farkındalık çalışmalarına katkıda bulunacaktır.
