Abstract:
Günümüzde kitle iletişim araçları arasında, radyo ve televizyon yayınları toplumu
etkileyen en etkili rolü oynamaktadır. Bu nedenle tüm dünyada bu iletişim
araçlarının, özellikle televizyonun kamu yararına kullanılması için belirli koşullar
öngörülmüştür. Bu çerçevede dünyanın çeşitli ülkelerinde kamu hizmeti yayıncılığı
(KHY) ile uğraşan kuruluşlar kurulmuş ve tamamen devlet kontrolü dışında
kalmadan çeşitli şekillerde faaliyetlerine devam etmişlerdir. Ancak değişen dünya ve
gelişen teknoloji ile birlikte özellikle son 20 yılda önce karasal vericilerden sonra da
kablo ve uydu üzerinden yayın yapan kanal sayısı artmıştır. Bu durumun getirdiği
rekabet ile daha önce öngörülebilir ve kontrol edilebilir bir yapı olan yayıncılık
sektörü oldukça karmaşık hale gelmiştir. Ülkemizde KHY 1964 yılından beri
Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu(TRT) tarafından yürütülmektedir. Dünyadaki
kamu hizmeti yayıncıları arasında TRT, ulusal ve uluslararası yayınları ile önemli bir
yere sahiptir.
Türk yönetim sisteminde köklü değişiklikler öneren “Türkiye Cumhurbaşkanlığı
Hükümet Modeli” üzerine pek çok tartışma mevcuttur. Bu tür tartışmalar, kaynağını
“iktidar birliği-kuvvetler ayrılığı” ve “cumhurbaşkanlığı sistemi-parlamenter sistem”
ikilemlerinden almaktadır. Türkiye'de 10 Aralık 2016 tarihli anayasa değişikliği
teklifine kadar Türkiye'de hükümet sistemi tartışmalarının “cumhurbaşkanlığı” veya
“Türk tipi başkanlık sistemi” adı altında kamuoyuna açıklanması, Türkiye
cumhurbaşkanlığı hükümet modelinin başkanlık sisteminde olmasına yol açmıştır. 16
Nisan 2017'de yapılan referandumla Türkiye'de yeni bir hükümet sisteminin yolu
açılmış olmuştur. Bu değişen hükümet sisteminin kamu yayıncılığı üzerine de bir
takım etkileri olmuştur. Çalışmamızın temel amacı da bu etkileri incelemektir