Özet:
Cesur Yeni Dünya ve Fahrenheit 451 adlı her iki roman da teknolojinin insanoğlu üzerindeki etkisi hakkındadır. Cesur Yeni Dünya, insanların bilimsel olarak üretildiği bir geleceği resmeder. Fahrenheit 451 ise itfaiyecilerin kitapları yakmak maksadıyla yangınları söndürmek yerine başlattığı bir gelecek hakkındadır. Huxley‘nin ve Brradbury‘nin romanları her şeyden önce yabancılaşma teması ve bundan etkilenen insanlar hakkındadır. Bu çalışmanın amacı, Aldous Huxley‘nin Cesur Yeni Dünya‘sındaki ve Ray Bradbury‘nin Fahrenheit 451‘indeki yabancılaşma temasını sosyolojik ve psikolojik açıdan incelemek ve bu çalışmanın amacını destekleyecek kanıtları sunmaktır. Bu çalışma beş bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm yabancılaşma, distopya ve kitle kültürü kavramlarına, ve Savaş Sonrası Edebiyat Dünyasına giriştir. İkinci bölüm, Huxley‘nin ideal toplumundaki yabancılaşmaya neden olan özelliklere değinerek Cesur Yeni Dünya‘daki yabancılaşma kavramını açıklamakta ve yabancılaşma kavramının romandaki üç karakterde nasıl ortaya konduğunu ele almaktadır; son olarak, yabancılaşma temasının ilişkilendirilebileceği izolasyon ve toplumdan dışlanma sorunlarına odaklanmaktadır. Üçüncü bölüm Fahrenheit 451‘deki yabancılaşma kavramını sunmakta ve Bradbury‘nin ideal toplumundaki yabancılaşmaya neden olan özelliklere değinmektedir; son olarak, yabancılaşma temasının ilişkilendirilebileceği izolasyon ve toplumdan dışlanma sorunlarına odaklanmaktadır. Dördüncü bölüm her iki romanda yabancılaşmaya neden olan özelliklerdeki benzerliklere ve farklılıklara odaklanmaktadır. Beşinci bölüm ise çalışmadan çıkarılan sonuçları içeren bir özet sunmaktadır.
