Abstract:
Bu çalışmada, “Erk ve Mimarlık” ilişkisi bağlamında, otoritenin mekânsal
temsiliyetinin bir göstergesi olan ikonik binaların, biçimsel ve işlevsel özellikleri,
büyüklükleri, yenilikçi olmaları, malzeme ve yapım sistemleri ile günümüz
mimarlığına ve kent kimliğine etkileri tartışılmaktadır. Simgesel özelliklere sahip
ikonik binalar antik dönemden beri tasarım anlayışları, biçimlenişleri ve meydana geliş
süreçleri ile farklı coğrafyalarda farklı etkiler göstermektedir. Günümüzde, özellikle
küreselleşme sonrasında toplum yaşamının her alanında yaşanan değişim ve gelişim,
ikonik binaların biçimlenmesini doğrudan etkilerken, onları birer ekonomik değer
haline de getirmiştir. Bu çalışmada, erk simgesi olan ikonik binaların mimari dili ve
gelecek tasarımları ne ölçüde etkilediği ile yapılı çevrenin oluşumuna katkılarının
irdelenmesi amaçlanmıştır. Tez çalışması kapsamında yapılan literatür
araştırmalarında yerli ve yabancı basılı ve elektronik kaynaklardan faydalanılmıştır.
Bu doğrultuda kavramsal bir çerçeve oluşturulmuş ve betimsel analiz yöntemi ile
ikonik binaların mimari biçimlenmesini etkileyen tasarım kriterleri tespit edilmiştir.
Tespitler sonucunda örnek olarak seçilen 20. yüzyıl ve sonrasında, dünyada ve
Türkiye’de erk etkisi ile inşa edilmiş ikonik binalar üzerinden analiz çalışması
yapılmıştır. Küreselleşme ile artan siyasal, ekonomik, kültürel ve teknolojik gelişmeler
çalışma kapsamında incelenen ikonik bina örnekleri için belirleyici olmuştur. Yapılan
analizler sonucunda ikonik binaların mimarlık, toplum ve kent üzerinde farklı etkileri
olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Çalışma sonucunda, günümüzde sıra dışı biçimleri,
özgünlükleri ve yenilikçi olmaları nedeniyle ilham verici olan ikonik binaların kent
kimliğinin bir parçası haline geldiği tespit edilmiştir. Küreselleşme öncesinde bir
ideolojiyi, bir erki temsil eden bu binaların küreselleşme sonrasında gelişen teknoloji,
medya etkisi ve uluslararası rekabet nedeniyle kentlerin markalaşma aracına
vi
dönüştüğü görülmüştür. Tarihsel süreç içerisinde erkin dayanağı değişiklik gösteriyor
olsa da mekân temsili olarak ikonik binalar her zaman kullanılmıştır. Bununla beraber
bu binaların kentlerin gelişim aracı olma rolünün değişmediği ancak toplumsal
yaşamın farklılaşmasına araç olduğu sonucuna ulaşılmıştır.