Abstract:
Günümüzde inşa edildikleri dönemin özgün işlevlerini yitirmiş birçok tarihi
bina, yeni işlev verilerek veya yeni ek yapılarak “yeniden uyarlama” sürecine tabi
tutulmaktadır. Böylece içinde bulunduğu dönemin sosyal-ekonomik-politik-kültürel
etkenler sonucu beliren güncel gereksinimleri karşılayabilecek hale getirilmektedir.
Yeniden uyarlama sürecinde tarihi yapıları koruma esas ve ilkelerini belirten
uluslararası antlaşma, tüzükler, bildirgeler ve standartlar yayınlanmıştır. Bu belgelerin
içerdiği “koruma esas ve ilkeleri”, tarihi binalara yapılacak yeni ek ve işlev
uygulamalarına rehber oluşturması bağlamında önem arz etmektedir.
Bu tezde, farklı kültür ve topluluklardaki yeni ek ve işlev müdahalesi konusunun
uluslararası antlaşmalarda alınan kararlar ışığında tartışılması amaçlanmıştır.
Öncelikle tarihi binaların ekleri ile birlikte çevrelerine bağlamsal ölçekte ne derecede
entegre olduklarını ve bu entegrasyonu belirleyen faktörlerin neler olduğu
incelenmiştir. Araştırmada çalışmanın belirleyici çerçevesi olarak uluslararası
anlaşma, bildirge ve yönergelere başvurulmuştur. Bu bağlamda günümüze kadar
yapılmış olan uluslararası anlaşmaların yeni ek ve işlev ile alakalı maddeleri tespit
edilmiştir. Bu maddeler, Almanya, Türkiye, Kanada, Hollanda gibi ülkelerden
seçilmiş toplamda 6 adet tarihi öneme sahip binanın değerlendirilmesinde belirleyici
kriter olarak kabul edilmiştir. Tarihi binalardaki yeni ek ve işlev uygulamalarının
uluslararası antlaşmalara uygun yapılmasının kültürel ve sosyo-ekonomik katkısı var
mı? sorusunun yanıt aranmıştır.
Araştırma sonucunda; tarihi çevrede yeni ek almış ve yeniden işlevlendirilmiş
örneklerin birçoğunda söz konusu antlaşmalara hassasiyetle uyulduğu, bir kısmında da
bazı eksiklerin olduğu görülmüştür. Her kritere uyan tarihi yapıların uluslararası
antlaşmaları dikkate alan uyarlayarak kullanım sayesinde hem tarihi miras değerlerini
viii
sürdürdüğü hem de yer aldıkları bölgenin birer odak noktası haline geldiği ve sosyo ekonomik, turizm açısında faydalı olduğu görülmüştür. Diğer örneklerde ise tarihi
yapıya yeni gelen işlev veya ek uygulamalarının turizm açısından ilgi çekici hale
gelmesini sağladığı, tarihi yapının âtıl durumundan kurtulup, kullanımını arttırdığı
tespit edilmiştir.