Abstract:
İkinci Dünya Savaşı yıllarında Türkiye’nin dış ticareti ülke içindeki
gelişmelerden çok uluslararası ekonomik koşullardan etkilenmiştir. Bu
yıllarda hükümet ithal güçlüklerinde de yararlanarak dış ticaret fazlası elde
etmeyi amaçlayan bir politikada izlemiş ve bu amacın gerçekleştirilmesinde
de kısmen başarılı olmuştur. 1940 yılında çıkarılan Milli Korunma
Kanunu hükümete dış ticareti tamamen denetim altına alma olanağı verdi
ve böylece hangi mallardan ne kadar ithal edileceği kararlarla belirlendi.
Tüketim malları ithalatı sınırlandı. Görülüyor ki hükümet elde ettiği dış
ticaret fazlasını uluslararası uygun ortamdan da yararlanarak daha ziyade
ithalatın kısılması yoluyla gerçekleştirdi. Geleneksel olarak Türkiye’ye mal
satan ülkelerin savaşta olması ithal ettiğimiz malların dünya piyasalarında
ki arzını büyük ölçüde daraltmıştır. Savaşın başladığı yıllarda aşırı ağırlığı
olan Almanya ile dış ticaretimiz 1940-1941 yıllarında önemli ölçüde azalma
gösterdi. Almanya’nın dış ticaretimizde ki nispi payı savaş öncesine göre ¼
düştü. Fakat Türkiye dış ticaretini Almanya dışındaki ülkelere kaydırmak
konusunda büyük güçlüklerle karşılaştı. Fakat Almanya’nın ithalat ve
ihracatımızda ki nispi payı 1942’den sonra yeniden yükselmeye başladı ve
1944’ün sonuna kadar Almanya Türkiye’nin dış ticaretinde bir numaralı
partner olarak kaldı. Türkiye ancak 1945’ten yeni II. Dünya Savaşı’nın
sona ermesiyle birlikte ticaretini ABD, İngiltere, Fransa ve diğer Avrupa
ülkelerine doğru kaydırabildi