Abstract:
Fakir bir ailenin oğlu olarak doğan Özbek roman
mektebinin kurucusu Abdullah Kâdirî’nin çocukluk ve ilk gençlik
yılları büyük sıkıntılar içinde geçmiş, bu sebeple düzenli bir mektep
hayatı olmamıştır. Edebî hayata tiyatro eserleri yazarak atılmış,
daha sonra hikâye ve roman yazmaya başlamıştır. Çeşitli gazete
ve dergilerde fıkra ve hiciv yazıları yayımlanmış, hiciv yazıları
sebebiyle büyük tepkilerle karşılaşmıştır. Bu sebeple yazılarında
pek çok mahlas kullanmıştır. İlk romanı olan Ötken Künler’de
Türkistan’ın Ruslar tarafından işgal edilmeden önceki siyasî, sosyal
manzarasını anlatmıştır. Tarihî gerçeklere uygun olarak kaleme
alınan roman, millî tarihin aşağılandığı Sovyet döneminde büyük
bir ilgi ile karşılanmış ve Özbek okuyucusu tarafından Türkistan’ın
yakın geçmişini anlatan millî bir tarih kitabı gibi değerlendirilmiş ve
çok okunmuştur. Türkistan’ın istiklâli ve millî birlik düşüncesi, eserin
ana fikrini oluşturmaktadır. Roman, Ruslar ve Rus yayılmacılığı
hakkındaki değerlendirmeler sebebiyle yasaklanmış, yazar Abdullah
Kâdirî de Sovyet ideolojisini kabule yanaşmadığı, okuyucuya
istiklâl ve millî birlik düşüncesini telkin ettiği için ağır işkencelerden
sonra kurşuna dizilerek idam edilmiştir. Romanını yazarken Rus,
Avrupalı ve Türkiyeli yazarlardan etkilenen yazar, 1930’lu yıllardan
itibaren yeni nesil Özbek hikâye ve roman yazarları ile beraber Türk
dünyasının bütün roman yazarlarını derinden etkilemiştir. Ötken
Künler romanı, 1958 yılında yazarın masum olduğu ilân edildikten
sonra eksiltilmiş ve tahrip edilmiş olarak yeniden neşredilmiş, ancak