Abstract:
Bu araştırma ile çeşitli demografik özelliklere sahip öğretmen adaylarının pedagojik
ve epistemolojik inançları, teknolojik pedagojik alan bilgisi düzeyleri (TPAB) ve
TPAB öz güvenlerinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Araştırma İstanbul ilinde
yer alan bir vakıf üniversitesinin 2019-2020 eğitim öğretim yılı içerisinde eğitim
fakültesinde öğrenim görmekte olan 316 öğretmen adayı ile yapılmıştır. Öz
değerlendirme yoluyla, 235’i kadın 81’i erkek öğretmen adayının kişisel bilgileri,
öğretme-öğrenmeye olan algıları, teknolojinin eğitime entegrasyonu konusundaki
eğilimleri ve öğretmen adaylarının alan bilgileri arasındaki ilişkiler incelenmiştir.
Öğretmen adaylarının görüş, tutum ve inançları arasındaki ilişkiyi betimlemek
amacıyla nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır.
Ölçeklerden elde edilen verileri incelemek için, pearson korelasyon katsayısı,
betimsel istatistik, tek yönlü varyans analizi ve post hoc analizlerinden
yararlanılmıştır. Elde edilen bulgular ışığında cinsiyet değişkenine göre öğretmen
adaylarının pedagojik ve epistemolojik inançlarının farklılaştığı ortaya çıkmıştır.
Kadın öğretmen adaylarının erkek öğretmen adaylarına göre daha öğrenen merkezli
ve bilgiye yönelik inanca sahip oldukları saptanmıştır. Okul Öncesi öğretmenliği
bölümündeki katılımcıların öğrenen merkezli, Özel Eğitim öğretmenliği
bölümündeki katılımcıların ise öğreten merkezli pedagojik inanca sahip olduğu
belirlenmiştir. Katılımcıların annelerinin eğitim düzeylerine göre ilkokul
mezunlarının, okur-yazar olanlara göre daha öğrenen merkezli pedagojik inanca
sahip oldukları saptanmıştır. Bunun yanı sıra teknolojik pedagojik alan bilgisi ve öz
güvenleri “gelir düzeyi” değişkeninden etkilendiği gözlenmiştir. Gelir düzeyi 4501-
5500 TL arasında olan katılımcıların, 1501-2500 TL olanlara göre TPAB
seviyelerinin daha yüksek, 4501-5500 TL gelire sahip olanların 2501-3500 TL
olanlara göre TPAB öz güvenlerinin daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Öğretmen
adayların pedagojik ve epistemolojik inanç sistemlerinin bölüm türü, sınıf düzeyi,
gelir düzeyi ve baba eğitim düzeyine göre farklılaşmadığı görülmüştür.