Abstract:
Miªrâc hadisesinin İslâm inancındaki yeri büyük ve edebî eserlere yansıması çoktur.
Öyle ki Hazret-i Muhammed’in göklerde yaptırıldığı seyahati anlatan şiirlerden ayrı
bir edebî tür oluşmuştur. Miªrâc-nâme ya da miªrâciye olarak anılan bu türün
birbirinden güzel örnekleri verilmiştir. On yedinci yüzyıl şairlerinden olan ve
inancını eserlerine çokça yansıtan Nâbî de dikkate değer bir miªrâciye kaleme
almıştır. Farklı görüşlerin aksine Nâbî’nin yalnız bir tane miªrâciyesi vardır ve bu
Hayr-âbâd adlı eserin içerisinde yer almaktadır.
Çalışmanın giriş bölümünde bu eserin yazıldığı dönemin edebiyatı hakkında kısaca
bilgi verilmiş, Nâbî’nin hayatı ve edebî şahsiyeti özet hâlinde yazılmıştır. Nâbî’nin
diğer eserleri kısaca tanıtılmış ve içerisindeki miªrâciyenin incelendiği Hayr-âbâd
hakkında ayrıca bilgi verilmiştir. Hayr-âbâd hem çok eleştirilmiş, hem de çok
övülmüş meşhur bir mesnevîdir. Eserin kendi türü içerisindeki yerini tespit ederken
bu durum göz önünde bulundurulmuş ve giriş bölümünde Şeyh Gâlib’in Hayr-âbâd
hakkındaki meşhur tenkidine de yer verilmiştir. Hüsn ü Aşk adlı bir diğer mesnevîde
yer alan ve miªrâciye bölümüne ayrıca değinen bu tenkit, değerlendirmeye dahil
edilmiştir.
Birinci bölümde eserin kendisi, mümkün olan en eski ve sağlam nüsha üzerinden
transkripsiyonlu metin olarak verilmiştir. Çalışmanın başında verilen transkripsiyon
cetveli ile transkripsiyonlu metin hazırlanırken uygulanan yöntem belirtilmiştir.
İkinci bölümde metnin günümüz Türkiye Türkçesine aktarımı gerçekleştirilmiş,
anlama en yakın nesir cümleler kurulmuştur. Üçüncü bölümde Prof. Dr. Metin
AKAR’ın “Eski Türk Edebiyatında Manzum Miªrâcnâmeler” adlı doktora tezinde
belirttiği otuz iki motif tanıtılmış ve bu motifler bakımından miªrâciye
değerlendirilmiştir. Motifler hakkında bilgi verilirken ve diğer miªrâciyelerde nasıl
kullanıldıkları açıklanırken Metin AKAR’ın “Eski Türk Edebiyatında Manzum
Miªrâcnâmeler” adlı çalışması esas alınmıştır. Bazı tanımlar ve incelemeler için
viii
kullanılan kaynak ve sözlüklere atıfta bulunulmuş, bunlar kaynakçada verilmiştir.
Ayrıca İkinci ve üçüncü bölümlerde, gerekli görülen yerlerde dipnotlarla kısa
açıklamalar yapılmıştır. Böylece miªrâciye türü ve miªrâciyelerde görülen motifler
tanıtılmış, Nâbî'nin miªrâciyesi bu motifler bakımından tahlil edilerek kendi türü
içerisinde değerlendirilmiştir