DSpace Repository

ÖĞRENCİLERİN CİNSEL İSTİSMARA UĞRAMA DURUMUNDA İLK VE ORTA OKULLARDA ÇALIŞAN ÖĞRETMEN VE OKUL YÖNERİCİLERİNİN TUTUM VE DAVRANIŞLARI

Show simple item record

dc.contributor.author ÖZGÜL, DİLEK
dc.date.accessioned 2021-06-10T07:48:52Z
dc.date.available 2021-06-10T07:48:52Z
dc.date.issued 2015
dc.identifier.uri http://hdl.handle.net/11547/8912
dc.description.abstract Çocuk istismarı karmaĢık nedenleri ve trajik sonuçları olan, tıbbi, hukuki, geliĢimsel ve psikososyal kapsamlı, ciddi bir sorundur (Ziyalar 1999 ve Polat 2002, Aktaran: Kara ve diğerleri 2004). Çocuk istismarı türleri içinde özellikle de cinsel istismar, en zor fark edilenidir. Çocuğun kendinden yaĢça büyük biri tarafından cinsel tatmin amacıyla kullanılması olarak ifade edilebilen cinsel istismara, çocukta derin izler bırakabildiği için erken müdahale etmek, hayatidir. Cinsel istismar vakalarıyla karĢılaĢan, pek çok meslek mensubu vardır. Tıp hekimleri, adli tıp uzmanları, psikologlar, emniyet mensupları, hukukçular ve sosyal hizmet uzmanları, bu konuda donanımlı olmasına önem ve öncelik verilen uzmanlardır. Yapılan araĢtırmalara bakıldığında, genel manada çocukların cinsel istismara uğrama yaĢının 7-12 yaĢ arasını (Polat 2007) kapsadığını görmekteyiz. YaĢ sınırının 6-10 ve 12-14 yaĢları arası olduğunu ifade eden uzmanlar da vardır. Kesin olan Ģey Ģudur ki, bu yaĢ aralığı çocuğun ailesinden ilk kez ayrıldığı zamanlardır. Çocuk, özellikle de okul çağında onu koruyan 2 temel yapının etkisini hissetmektedir; ailesi ve öğretmeni. Günümüzde özellikle de çocuklara yönelik cinsel Ģiddet suçlarının arttığını ortaya koyan hem ulusal hem de uluslararası sonuçlar vardır. UNICEF, 190 ülkeden verileri araĢtırarak ix hazırladığı raporunda, 2012'de 120 milyondan fazla genç kızın fuhĢa zorlandığını ve cinayet kurbanlarının beĢte birinin 20 yaĢ altı genç ve çocuklardan oluĢtuğunu (AA, 2014) açıklayarak kitleleri sarsmıĢtır. Türkiye‟de ise genel manada veriler üzerinden konuĢmak halen çok zordur. Az sayıdaki verilerden biri Adalet Bakanlığı‟na aittir. Buna göre göre, Türkiye‟de çocuğa karĢı iĢlenen cinsel taciz, saldırı ve istismar suçlarının 2008‟de 7 bin 500, 2009‟da 13 bin 812 iken; 2011‟de 18 bin 334, 2012‟de ise 33 bin 992 olduğuna dikkat (Cumhuriyet, 2013) çekilmiĢtir. Görünen o ki çocuk cinsel istismarı, eğitim sistemi içinde erken müdahale edilmesi gereken güncel bir problem olarak karĢımıza çıkmaktadır. AraĢtırmamızın amacı, çocuğun cinsel istismara maruz kalması durumunda, çocuğa sadece eğitim vermek değil onu aynı zamanda korumaktan da sorumlu olan eğitimcilerimizin bu konudaki bilgi düzeyleriyle, olası durumdaki tutum ve davranıĢlarını ortaya koyabilmektir. AraĢtırmanın yöntemi, nitel araĢtırma yöntemi olup, yarı yapılandırılmıĢ olarak hazırlanan görüĢme formu kullanılarak yaklaĢık 17 saat görüĢme yapılmıĢtır. Örneklem olarak seçilen okulların biri ilkokul diğeri ortaokuldur. Okul yöneticisi ve öğretmenlerden oluĢan gönüllü 44 eğitimciden veri toplanmıĢtır. AraĢtırma sonucunda eğitimcilerimizin neredeyse tamamının böyle bir duruma erken müdahale edebilecek bilgiye sahip olmadıklarını ve kimlerden yardım alınabileceğiyle ilgili kafa karıĢıklığı yaĢadıkları görülmüĢtür. Bu konuda eğitim almaya ihtiyaç duydukları tespit edilmiĢtir. Eğitimcilerimizin önemli bir kısmının, böyle bir durumla karĢılaĢtığında okulun içindeki sistemlerin yetmediği düĢüncesiyle farklı yapılara baĢvurmayı tercih edecekleri görülmüĢtür. Eğitimcilerimizin suçu bildirme yükümlülüklerinden habersiz oldukları, kimi eğitimcilerimizin ise bazı durumlarda suçu görmezden gelebilecekleri görülmüĢtür. Ayrıca çocuk cinsel istismarı konusunda eğitim sistemimizde hem önleyici hem de erken müdahaleye yönelik olarak özellikle de okullarda uygulanan, ulusal düzeyde bir çalıĢma bulunmamaktadır. 2011 yılında AĢamalı Devamsızlık Yönetimi (ADEY) isimli proje Milli Eğitim Bakanlığı‟nca uygulanmaya konmuĢ, lakin birkaç ay sonra mahkeme kararıyla kaldırılmıĢtır. Böylelikle risk altındaki çocukların korunması konusu halen yeri doldurulamamıĢ alanlardan biridir. Önerilerimiz ise tüm eğitimcilerimize bu konuda nitelikli eğitim verilmesidir. Bunun için Milli Eğitim Bakanlığının diğer bakanlıklarla ortak çalıĢmalar yürütmesi çok büyük önem x taĢımaktadır. Okullarda rehber öğretmenlerin yanında sosyal hizmet uzmanlarının da bulunması, bu tür durumlarda okulun erken müdahale etmesini kolaylaĢtırarak, çocuk mağduriyetlerini azaltacaktır. Müfredata bu konunun yerleĢtirilmesi çocuğa kendini koruma ve gerektiğinde kimlerden yardım alabileceği bilgisini kazandıracaktır. Ayrıca çocuk kitapları ve dergilerinde bu konuya yer verilmesi, çocukları bu konuda güçlendirecektir. Kamu spotları, baĢta olmak üzere görsel ürünlerle kitlesel farkındalığın artırılması çok büyük değer taĢır. Alandaki öğretmene Hizmet Ġçi Eğitimlerle bu konu hakkında bilgi verilmelidir. Ayrıca hem Eğitim Fakültelerinde hem de Pedagojik Formasyon eğitimlerine bu konuyla ilgili bir ders konulması öğretmen adaylarının bilgi ve farkındalık düzeylerini artıracağı için son derece önemlidir. tr_TR
dc.subject Çocuk Cinsel istismarı tr_TR
dc.subject Eğitimci tr_TR
dc.subject Erken Müdahale tr_TR
dc.title ÖĞRENCİLERİN CİNSEL İSTİSMARA UĞRAMA DURUMUNDA İLK VE ORTA OKULLARDA ÇALIŞAN ÖĞRETMEN VE OKUL YÖNERİCİLERİNİN TUTUM VE DAVRANIŞLARI tr_TR
dc.type Thesis tr_TR


Files in this item

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

Search DSpace


Advanced Search

Browse

My Account