DSpace Repository

BELEDİYE MECLİSLERİNİN FESHİ VE YARGISAL DENETİMLERİ

Show simple item record

dc.contributor.author AKPINAR, Habip
dc.date.accessioned 2021-05-06T08:00:41Z
dc.date.available 2021-05-06T08:00:41Z
dc.date.issued 2013
dc.identifier.uri http://hdl.handle.net/11547/8396
dc.description.abstract Türkiye'de demokratik düzen içindeki yerel yönetimler kullandıkları yetkileri merkezden alırlar. Merkezin vermiş olduğu yetkilerin kötüye kullanımını önlemek için, yine merkez tarafından denetleme mekanizması kurularak yönetimde birlik sağlanmak istenmiştir. Ne var ki, bu denetim şekli uygulamaya geçince yerel yönetimlerin, özellikle de belediyelerin ve onun organı olan belediye meclislerinin mahalli müşterek ihtiyaçlara yönelik yürütülebilir kararlar almalarını engelleyebilmektedir. 2005 tarihli 5393 sayılı Belediye Kanunu ile vesayet denetimini aza indirmek ve merkezden bağımsız belediyeler oluşturma amacının ilk adımı atılmıştır. Ne var ki, belediyelere bir takım haklar vererek belediyelerin demokratik kurum olmalarının önü açılmamış, tam tersine kentlerdeki enformel kesimlerin çıkar kapıları genişlemiştir. Bugün birçok belediye başkanı ve belediye meclis üyesi devlet karşısında enformel olarak görülen grupların sözcüsü durumundadırlar. Öyle ki, bu enformel örgütler o kadar ilerlemişlerdir ki, Türkiye'nin genel siyasetine de yön verir hale gelmişlerdir. Yerelden genele doğru örgütlenen enformel gruplar, demokrasi söylemine sözde sahip çıkarak kendi inançlarını ideoloji haline getirip uygulamaya koymuşlardır. Farklı düşünen kesimleri dışlamış kendinden olmayanların gerek yerelde gerekse genelde önlerini kapatmışlardır. Demokratik düzen içindeki belediyeler güçlendirilmelidir. Ancak güçlendirmeyi yaparken demokrasinin özüne inilerek ekmek ve haysiyet mücadelesi verenlerin önü açılmalıdır. Öyle ki, tüm işçi ve emekçiler demokratik kitle örgütlerine katılım sağlayarak yerelden genele doğru örgütlenerek, bilinçlenerek demokrasiye can suyu olmalıdırlar. Demokratik düzen içinde işçi ve emekçiye dayanmayan demokrasi başıbozukluğa yol açar. Bu başıbozukluk bir adım daha öteye giderek çağı anlamayan, ortaçağcıl sınıfların istismar alanına girer. Öyle ki, yerelden genele doğru aklın ve bilimin reddettiği negatif ağların geliştiği ilerlemenin önünde engel olan örgütsüz, III yoksul kesimlerin oluşmasına zemin hazırlar. Öyle ki, bu enformel ağlar içindeki kesimler, katı geleneklerini öne çıkararak insanı köleleştiren, kadını metalaştıran, şiddeti yasalaştıran hale dönüşür. Belediyeleri sadece mahalli müşterek ihtiyaçları karşılayan birimler olarak düşünemeyiz. Belediyeleri demokrasinin merkezi olarak düşünebiliriz. Halkı en küçük birimden ülke siyasetine katmanın yolu belediyelerden geçer. Öyle ki, belediyeler siyaset üretmede en yetkili birimlerdir. Çünkü katılımın başında belediyeler vardır ve tüm ihtiyaçlar akla ve mantığa dayanan demokratik siyasetle çözülebilir. Ancak 5393 sayılı kanunda "Belediyeye verilen görevlerle ilgisi olmayan siyasi konularda karar alırsa, İçişleri Bakanlığının bildirimi üzerine Danıştay’ın kararı ile fesih edilir" denmiştir. Görüldüğü gibi, demokrasinin kalesi olan belediyeler 2005 tarihli 5393 sayılı kanunla siyaseten önleri kapatılmış durumdadırlar. Bundan dolayıdır ki, ülkemizde siyasi kültür yerleşmemiş, birbirine saygı gelişmemiş iki kutuplu şiddet dili hakim olan siyaset oluşmuştur. tr_TR
dc.subject Belediye Meclisi tr_TR
dc.subject Demokrasi ve Katılım tr_TR
dc.subject Yargısal Denetim tr_TR
dc.subject 5393 sayı lı Belediye Kanunu tr_TR
dc.title BELEDİYE MECLİSLERİNİN FESHİ VE YARGISAL DENETİMLERİ tr_TR
dc.type Thesis tr_TR


Files in this item

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

Search DSpace


Advanced Search

Browse

My Account