Abstract:
Tarih boyunca insanların güvenliğinin ve ortak ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla
mal ve özgürlüklerinden vazgeçerek ortak bir yönetim ve kurallar altında toplanma
kararı neticesinde oluşan toplumların yerleşik hayata geçmesiyle birlikte ortaya çıkan
kentlerin niteliğinde çağların şartlarına göre değişimler meydana gelmiştir. İnsanlık
tarihinde bir dönüm noktası olan sanayi devrimi ile birlikte ticari, sanayi ve hizmet
faaliyetlerinin gelişmesi kentlerin yapısını değiştirmiştir. 20. yüzyıldan itibaren ulaşım
olanakları ve iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle beraber büyüyen kentlerin
yapısında ve çevresi ile ilişkilerinde yaşanan fonksiyonel değişimler metropoliten kent
modelinin oluşmasını sağlamıştır.
Sanayi devrimi ve küreselleşme ile birlikte insanoğlunun ihtiyaçları ve çıkarları
doğrultusunda savurganca ve bilinçsizce kullanılan doğal kaynaklar, hızlı ve
kontrolsüz kentleşme, kentsel altyapı sorunları ve aşırıya gidilen üretim-tüketim
döngüsü nedeniyle çevrede meydana gelen tahribat, günümüzde çevre kirliliğinin
insanlığın geleceğini tehdit eder seviyeye ulaşmasına neden olmuştur.
1970’li yıllardan itibaren yaşanan çevre kirliliğinin insan ve çevre üzerindeki etkisinin
önüne geçilemeyeceği boyutlara ulaşması ile beraber ülkeler ulusal baz da
uyguladıkları politikaların işe yaramaması nedeniyle uluslararası alanda çözüm
arayışlarına gitmiştir. Başta Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği olmak üzere
bölgesel ve küresel ölçekte çevrenin korunmasına yönelik sürdürülebilir bir yönetim
ile kirliliğin önlenmesi ya da en aza indirilmesine yönelik politikalar oluşturulmaya
başlanmıştır.
İnsanlık için hayati derece öneme sahip olan denizlerin kirlenmesi son yıllarda dünya
gündemini meşgul eden en önemli çevre kirliliği sorunlarından bir tanesi haline
gelmiştir. Denizlerin kirlenmesinde kara ve deniz kökenli birçok faktör vardır. Deniz
kökenli kirleticilerden en önemlisi petrol kirliliği ve deniz yolu taşımacılığıdır. Deniz
yolu taşımacılığı yapan gemilerin karıştıkları kazalardan kaynaklı petrol kirliliğinin
yanında katı atıklar, sintine, kirli balast vb. sular, yağlar gemi kaynaklı atıklar da
kirliliğe neden olmaktadır. Bunların yanında gemi, uçak vb. suni yapıların kasten
denize batırılması, deniz yatağında yapılan petrol ve değerli maden arama vb.
çalışmaları ve kara ve atmosferden kaynaklı kirlilikler denizleri kirletmektedir. Bu
kirliliklerin önüne geçilebilmesi ve gelecek kuşaklara daha temiz bir dünya bırakmak
amacıyla devletler yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde yasal ve yönetsel düzenlemeler
yapmış ve tedbirler almıştır.
Bu çalışmada örnek olay yönetimi kullanılarak metropoliten kentlerde büyükşehir
belediyelerinin deniz kirliliği ile mücadele kapsamında verdiği hizmetler
değerlendirilecektir. Çalışmanın giriş bölümü ile birlikte ikinci bölümünde kent
kavramı ve kentlerin tarihsel gelişimi, metropol ve metropoliten kent kavramları, çevre
kavramı ve çevre-insan ilişkisi; üçüncü bölümünde çevre kirliliği, çeşitleri ve
nedenleri, çevre kirliliği ile mücadele kapsamında uygulanan çevre politika ve araçları,
ulusal ve uluslararası alanda yapılan yasal ve yönetsel düzenlemeler, yerel
yönetimlerin yaklaşımı, deniz kirliliği ile mücadele kapsamında deniz kirliliği kavramı
ve nedenleri, ulusal ve uluslararası alanda yapılan yasal ve yönetsel düzenlemeler ve
Fransa ve Hollanda ülkeleri ölçeğinde uluslararası alanda deniz kirliliği ile
mücadeleye yönelik verilen hizmetler; dördüncü bölümünde deniz kirliliği ile
mücadele kapsamındaki çalışmaları değerlendirmek üzere İstanbul Büyükşehir
Belediyesi Deniz Hizmetleri Müdürlüğü tarafından verilen hizmetler üzerinde
çalışılmıştır. Sonuç bölümünde İBB Deniz Hizmetleri Müdürlüğü tarafından verilen
hizmetlerin ve istatistiklerin değerlendirilmesi yapılmış ve çözüm önerilerinde
bulunulmuştur.
Sonuç olarak İBB Deniz Hizmetleri Müdürlüğü’nün; mali bütçesinin, yetki ve
sorumluluklarının, hizmet alanları ve çeşitliliğinin artış gösterdiği, deniz kirliliğine
yönelik en yakın ve hızlı hizmet vermek amacıyla İstanbul genelindeki sorumluluk
alanına giren deniz, kıyı, dere, plaj vb alanlarda temizlik hizmetleri verdiği, gemi
atıkları ve petrol türevi atıkların yönetimi ve geri kazanımına yönelik hizmetleri
yürüttüğü, gemi kaynaklı deniz kirliliği denetimi hizmetleri verdiği ve deniz kirliliği
ile mücadeleye yönelik hizmetleri ile Türkiye’de örnek model olduğu
gözlemlenmektedir.