Abstract:
Türk halk edebiyatının türleri arasında önemli bir yere sahip olan âşık edebiyatının
öneminin büyük olduğu bilinmektedir. Bu nedenle halk edebiyatı teorileri açısından
âşık edebiyatının incelenmesi edebiyat ve Türk halk bilimi açısından ciddi bir önem
arz etmektedir. Âşık edebiyatı, toplum yapısını gerek mizahi gerekse ciddi bir
üslupla betimleyen ve bazen eleştiren, halkına arzularını, duygu ve düşüncelerini
epik ve lirik şekilde dile getiren ve bunu yaparken de halkı düşündüren, yol gösteren
Türkler'e özgü bir yaratıcılık geleneğidir. Ayrıca, âşık edebiyatı âşıkların meydana
getirdiği eserlerin oluşturduğu ve halk edebiyatında yer alan bir kol olarak da
tanımlanmaktadır.
Âşık edebiyatı, halk diliyle ve hece vezniyle meydana getirilmekle birlikte saz
eşliğinde söylenen şiirlerden oluşan geleneksel edebiyatımızın adı olarak da
bilinmektedir. Başka bir deyişle, anonim ürünlerin haricinde kalan şiirlerin (koşma,
destan, semâî, kalenderî vb.) oluşturduğu tür âşık edebiyatı olarak adlandırılır. Âşık
edebiyatının aslı İslamiyet'in kabulünden önceki sözlü edebiyat dönemine
dayanmaktadır. Hangi şekilde adlandırılırsa adlandırılsın toplumun istek ve
düşüncelerini sazlarıyla sözleriyle dile getiren saz şiiri sanatçıları ve onların
ürettikleri insanlık tarihi kadar eskidir. Bu sanatçılar ve yarattıkları, kültürün birer
parçası ve aynı zamanda birer taşıyıcısıdır. Türk coğrafyalarında yaratılmış ve
varlığını sürdürmüş olan âşık sanatı, Türk coğrafyaları dışında da Ermenistan,
Yunanistan gibi birçok coğrafyada da kendisine yaratılma alanı bulmuş ve her
coğrafyanın diliyle, kültürüyle, yaşam biçimiyle vs. yaratılıp şekillenmiştir.
Her sanatçı yöresinin insanına, içinde bulunduğu duruma göre söz söylemiş ve buna
göre enstrümanını seçmiştir. Sazın günah kabul edilip yasaklandığı toplumlarda
sazlar susmuş ve yalnızca sözler konuşmuştur. Sanatçılar sadece saz ve söz üstatlığı
yapmamış, aynı zamanda hasta iyileştirme, falcılık, büyü ve sihir, din adamı,
merasimleri yöneten şahıs, halk kahramanı gibi kimliklere de sahip kişiler
olmuşlardır. Bu âşık geleneğinin ve geleneğin yaratıcılarının ne ölçüde geniş bir
kapsama sahip olduklarını göstermektedir. Mitolojiden sufizme, kırsal kesimden
saraylara, ağıtların okunduğu hanelerden eğlence muhitlerine kadar geniş bir
yelpazede yaşayan ve yaşatılan bu gelenek tarihe ve kültüre ışık tutan en güzel
miraslarımızdan biridir.
Bu çalışmanın temel amacı âşık edebiyatının ne olduğunu anlamaya yardımcı olarak
temel kavram ve ilkelerin üzerinde durmak ve konu ile alakalı bir sözlük
oluşturmaktır. Dolayısıyla bu çalışmayı okuyan kişinin âşık edebiyatı hakkında
detaylı bir bilgiye sahip olması ve konu ile alakalı ilke ve terimleri öğrenmesi
amaçlanmaktadır. Çalışmaya başlamadan önce ve çalışmaya başladıktan sonra
detaylı araştırmalar yapılarak çalışma oluşturulmuştur. Çalışma konumuzu
belirlemeden önce, halk edebiyatının üç farklı kolu olan anonim halk edebiyatı, tekke- tasavvuf edebiyatı ve âşık edebiyatı üzerine Türkiye'de ve komşu
coğrafyalarda yapılmış birtakım çalışmaları inceledik. Halk edebiyatı terimlerinin,
motiflerinin, temalarının, türlerinin yer aldığı halk edebiyatının genel sözlüğü birçok
akademisyenimiz tarafından çalışılmış olmasına karşın, halk edebiyatının alt kolları
olan anonim halk edebiyatı, tekke- tasavvuf edebiyatı ve âşık edebiyatının terimleri,
motifleri, temaları, türleri üzerine bir sözlük çalışmasının yapılmadığını gördük.
Halkın kültürünü eğitici ve eğlendirici bir işlevle, sözlü ve yazılı olarak halka
aşılayan ve aktaran âşık edebiyatımızın kendisine has bir sözlüğü olması
gerekmektedir. Bu yüzden çalışma konumuzun ''Türk Âşık Edebiyatı Açıklamalı
Sözlüğü'' şeklinde olmasına karar verdik. Nitekim böyle bir çalışma Türk edebiyat
biliminde ve Türk halk edebiyatı araştırmalarında ayrıca somut bir konu olarak ele
alınmamıştır. Çalışmamızda farklı Türk coğrafyalarında ve kısmen de Türkiye'deki
bazı yörelerde saz şiiri sanatının türleri, biçimleri, bunların geçmişten günümüze
kadar değişik şekilde adlandırılmaları, coğrafyalara göre bu sanatın yaşatılma
şekilleri, beslendiği kaynaklar, etkilediği ve etkilendiği alanların (bilim, tarih, müzik,
inanç, felsefe vs.) neler olduğuna ve bu alanlarla nasıl bir ilişki içerisinde olduğuna
değinilmiştir.
Ayrıca, diğer edebi dönemler ile ortak türleri ele alıp, bu türlerin şekil ve muhteva
özellikleri, saz şiiri geleneğinin üretildiği ve şekillendiği muhitler ve geleneğin bu
muhitlerdeki üretilme şekillerinin neler olduğu üzerinde de durulmuştur. Bu sanatın
ilk yaratıcıları, onların özellikleri ve birbirleri ile benzerliklerinin olup olmadığı ve
üretilen eserlerin bu yaratıcılar tarafından nasıl icra edildiğine dair hususlar da ele
alınmıştır. Bunlara ilaveten, çalışmada geleneğin yaratıcılarının nasıl ve neye göre
adlandırıldıkları, adlandırılma yapılırken ortamın, sanatçının becerilerinin, sanatın
icra edildiği toplumun bu adlandırma üzerindeki etkisinin olup olmadığı, sanatçıların
ve toplumun bu sanata katkılarının neler olduğu da incelenmiştir.
Geleneğin toplumun kültür ve yaşantısı üzerindeki etkisi gibi muhtevalar ele
alacağımız kavramlarda anlamsal olarak yer edinmiştir. Direkt kavram başlıkları
olarak çalışmamızda yer almayan bu muhtevalar, daha önce çalışılmış kitap, dergi,
makale vs. kaynaklardan yararlanılarak sözlük çalışmamızda yer edinecektir.
Söz kadar sazın da etkili olduğu bu sanatta ele aldığımız kavramlar ile sazlı-sözlü
sanatın yanı sıra bu sanatın yaratıcılarının sanatlarını yaratırken bulundukları
muhitler, bu muhitlerin yaratıcının sazı ve sözü üzerindeki etkisi, sanatın yaratıldığı
dönemin şartları ve toplum üzerindeki sosyo-ekonomik, siyasal, sanatsal
kazanımların ve kayıpların Türk âşık edebiyatında ve bizim nazarımızda ehemmiyeti
büyüktür. Kavramlarımızda muhteva olarak yer verdiğimiz bu konular saz şiiri
sanatının çok eski bir geçmişe sahip olduğuna ve zengin bir kültürel birikimle
yaratıldığına bir nebze olsun açıklık getirmektedir.
Kavramları açıklarken daha etkili ve açıklayıcı bir anlatım tekniği kullanabilmek ve
düşüncelerimizi somutlaştırmak adına saz şiiri sanatının üstatları tarafından
yaratılmış mısralara da örnek olarak yer verdik. Farklı kaynaklardan derleyerek
çalışmamızda yer verdiğimiz örnekler, bu sanatı hem daha somut bir şekilde ele almamızda hem de üstat sanatçılarımızın üstün kabiliyetlerini geçmişten günümüze
taşıyıp, yeniden hatırlatmamız da vesile olacaktır. Ayrıca, bu sayede konunun detaylı
bir şekilde anlaşılması amaçlanmaktadır.
Çalışmamızda Türkiye'de ve Türk dünyası'nda yayımlanmış birçok dergi, makale,
ansiklopedik eser ve akademik tezlerden faydalanılmıştır. Kaynak taraması
yapıldıktan sonra, çalışacağımız madde başlıklarımızı belirledik ve kendi
yorumumuzla da sözlük çalışmamızı ortaya koyduk. Sayısı binin üzerinde olan bu
kavramları ansiklopedik düzene göre kaleme aldık. Açıklayacağımız kavramın ilk
harfini karşılayacak harfi sözlük kurallarına uygun olarak büyük harfle ve koyu
renkte sayfanın başına ortalayarak yerleştirdik. Kavramlar da yine harf sırasına
uygun bir şekilde dizilerek açıklanmıştır. Alt başlıklar genel başlıklar ile anlamsal
bütünlük sağlayacak şekilde genel başlıkların içerisine (*) işareti ile gösterilerek
yerleştirilmiştir.
Benzer anlamları ihtiva eden sözcükler gerekli kavrama atıfta bulunmak amacıyla
(bk.) ile gösterilmiştir. Teknik olarak bilimsel araştırma yöntemleri esas alınıp,
tanımlayıcı, açıklayıcı, örnekleyici yöntemler kullanılmıştır. Kısmen de
kullandığımız yöntemlere istinaden yaptığımız yorumlar çalışmamızda mevcuttur.
Kavram açıklamalarını da zengin örneklerle destekleme gayretinde bulunarak
çalışmamızı sürdürdük. Çalışmanın tanım-bilgi-yorum-örnek aşamalarında gerekli
tanımlar, bilgiler, yorumlar, örnekler verildikten sonra çalışmanın içerik kısmı
noktalanıp, çalışma boyunca yararlanılan kaynaklara çalışmanın arkasında yer
verilmiştir. Ayrıca çalışmada kullandığımız teknikler ve çalışmanın gerek süreç
içerisinde gerekse süreç sonunda bizlere kazandırdıkları ile ilgili naçizane
düşüncelerimizin yer aldığı bir sonuç kısmı ile çalışmamızı bütünüyle noktaladık.