Abstract:
PISA, TIMSS ve PIRLS değerlendirmeleri ülkelerin fen bilimleri,
matematik ve okuma becerileri alanlarındaki performanslarının izlenmesi için
uluslararası karşılaştırmalı veri sağlamaktadır. Bu değerlendirmelerin
sonuçları aynı zamanda politika belirleyicilerin eğitim alanında yaptıkları
reformların etkililiğini değerlendirmeleri konusunda katkı sunmaktadır.
1995’ten beri bu değerlendirmelere katılan ülke ve ekonomilerin sayısı
artmaktadır. Bu çalışmada PISA, TIMSS ve PIRLS değerlendirmelerinin
uygulama usulleri ve değerlendirme muhtevaları tanıtılmış ve her bir
değerlendirme için ülkelerin gösterdikleri performanslar ortaya konulmuştur.
Fen, matematik ve okuma becerileri alanlarında 1995-2012 yılları arasında
gerçekleştirilmiş PISA, TIMSS ve PIRLS değerlendirmelerinin sonuçları göz
önünde bulundurulduğunda Güney Kore, Japonya, Finlandiya, Singapur ve
Hong Kong’un istikrarlı bir şekilde değerlendirmelerin birçoğunda en başarılı
beş ülke içerisinde yer aldığı görülmüştür. Çalışmada Türkiye’nin katıldığı
çalışmaların ayrıntılı sonuçları da verilmiştir. Bu sonuçlara göre; Türkiye’nin
PISA ve TIMMS’teki performansı TIMSS uygulamasına ilk katıldığı 1999
yılından beri artmaktadır. Hem PISA hem de TIMSS araştırmalarında
Türkiye’nin ortalama puanı ve uluslararası üst yeterlik düzeylerindeki öğrenci
oranı matematik, fen bilimleri ve okuma becerileri alanlarında dikkate değer
düzeyde yükselmiştir. Bu araştırmalarda Doğu ve Güneydoğu Bölgelerinin
performansları diğer bölgelere nazaran dikkate değer düzeyde düşük olduğu
görülmüştür. En başarılı okullar fen liseleri olurken en düşük performans
gösteren ortaöğretim kurumları ise meslek liseleri ve çok programlı liseler
olmuştur. Kız öğrenciler okuma becerileri alanında tüm değerlendirmelerde
erkeklere göre oldukça başarılı olmuştur. PISA, TIMSS ve PIRLS
değerlendirmelerinde başarılı ülkelerin eğitim harcamalarının bütçedeki ve
GSYİH içerisindeki payları ile öğrenci başına eğitim harcamalarını
incelediğimizde bazı ülkelerin bazı yıllarda bu göstergelerde OECD
ortalamalarının altında kaldığı görülmektedir. Bu durum ekonomik göstergelere olduğu kadar başarıyı belirleyebilecek diğer unsurlara da dikkat
verilmesi gerekliliğine işaret etmektedir.