Abstract:
Antik dönemlerden itibaren Engellilere bakış açısı maalesef olumsuz
olmuştur. Yunan site devletlerinde Engelliler toplumdan dışlanmıştır. Dünya’da
engelliler ile ilgili resmi olarak olumlu adımlar 1945 yılında Birleşmiş Milletler
tarafından atılmaya başlanmıştır ve nihayet 1948 yılında imzalanan “İnsan Hakları
Evrensel Bildirgesi”nde Engelliler yer verilmiştir ve en son 2008 yılında Türkiye
tarafından da imzalanan 50 maddelik sözleşme ile yeni bir safhaya geçmiştir. Yerel
Yönetimler ve Engelliler arasındaki ilişki çok eskilere dayanmaktadır.
Ülkemizde Yerel Yönetimler 1839 Tanzimat Fermanı ile birlikte
konuşulmaya başlanmış ve modern anlamdaki merkeziyetçilik ile birlikte eş zamanlı
uygulamaya geçirilmiştir. Ülkemizde yerel yönetimler güçlü olmadığı için, genel
bütçeden aldıkları paylar yeterli olmadığı için ve yetki kavramındaki karışıklıklardan
dolayı engelliler arzu edilen haklara sahip olamamıştır.
Ülkemizdeki bir diğer sorunda yasaların çıkarıldıktan sonra uygulanmasında
eksiklikler yaşanmıştır. Uygulamadaki eksikliklerin yanında yaptırımlarda yetersiz
olduğu için istenilen sonuçlar alınamamaktadır. Şehir içinde ki kaldırımlar, otobüs
duraklarının ölçüsü gibi birçok temel konu bile aslında TSE (Türk Standartları
Enstitüsü) ölçülerine uygun olarak yapılmalıdır ve bu yasalarda da belirtilmiştir fakatuygulamadaki eksiklikler ve yaptırımlardaki eksikliklerden dolayı istenilen sonuçlar
alınamamaktadır.
Bütün olumsuzluklara rağmen ülkemizde Engellilerin toplumsal hayata
katılmalarını, fiziksel çevreye ulaşabilmelerini sağlayacak birçok olumlu adım bazı
belediyelerimiz tarafından atılmaktadır.