Abstract:
Metatiyatro/metadrama terimi, ‘teatrallik’, ‘refleksivite’, ‘teatral yanılsama
biçimleri’ ya da ‘oyun içerisinde oyun’ gibi farklı ifadelerle yıllar içerisinde dile
getirilmiştir. Lionel Abel tarafından, yeni-eleştirel bir kavram olarak ortaya
konmuş olan, bir oyunun drama veya tiyatro olarak kendi doğasına veya
performans koşullarına dikkat çeken yönlerini tanımlayan metatiyatro; 1980ler’de
post-yapısalcılığın gelişiyle en parlak dönemini yaşamış, takip eden yıllarda da
bu kavram üzerine düşünceler, farklı boyutlarıyla değerlendirilmeye devam
etmiştir.
Tezimizde, amacımız, öncelikle, zaman içerisinde farklı açılardan bakılmış
olan kavramın çerçevesini çizmek ve bu çerçeve doğrultusunda, Plautus ve
Terentius’un komedya eserlerinin okumasını gerçekleştirmektir. Antik Roma
Komedyası oyunlarında metadramatik öğeler ne ölçüde mevcuttur ve oyunun
temel yapısına ne kadar hizmet etmektedir? Oyunların içerdiği metadramatik
boyutun, esere kazandırdığı nitelikler üzerinde durulacaktır. Metatiyatro kavramı
üzerinden okuma yapılırken, oyunlarda, öncelikle seyirci-oyuncu ilişkisinin nasıl
gerçekleştiği, Roma kültür yansımaları ve açık metateatral öğelerin kullanımı
değerlendirilmiştir.
Çalışmamızda, Plautus ve Terentius’un model aldığımız oyunlarında,
metatiyatro öğelerinin, iki yazarın, mizahlarını yaratmadaki araçları olarak
kullanmış oldukları sonucuna varılmıştır. İncelediğimiz metateatrik tekniklerin
çoğunun nihai amacı komik etkinin yoğunlaştırılmasını içerir. Her iki yazarın
oyunlarında da metateatral seçimler, oyunun niteliğini ve yazarların seyirciyle
kurmak istedikleri ilişkinin yönelimini belirlemiştir. Plautus kurduğu gerçeklik
sınırları içerisine seyirciyi sürekli ve yoğun biçimde dahil ederken; Terentius bu
gerçekliğe sınırlı bir müdahale ile, seyirciyle ilişkisini kurmaktadır.