Abstract:
Endüstriyel üretim günümüzde birçok alanda rol almakta olup mimari yapı
sektöründe de önemli bir yere sahiptir. Endüstriyel üretimin süreci hızlandırması, iş
gücünü minimalize etmesi ve çevresel anlamda sürdürülebilir çözümler sunması
nedeniyle son dönemde oldukça fazla alanda ürün üretmeye başlamıştır. Mimari yapı
sektöründe geleneksel olarak ifade edilen standart betonarme sistemler halen yaygın
olarak kullanılmaktadır. Üretimde malzemenin aynı olmasına rağmen süreçteki farklı
girdiler; maliyet, kalite, zaman, iş gücü, çevresel etkiler vb. prefabrike üretim
betonarme sistemlere göre farklılık göstermektedir. Tezin ilerleyen kısımlarında bu
farklılıkların neler olduğu ve endüstriyel üretimin mimari yapı alanındaki kullanım
alanlarına değinilmiştir. Prefabrike betonarme sistemlerin üretim yeri ve şantiye
alanına taşınmasına kadar olan süreçte hangi yapısal elemanların ihtiyaçları
karşılayabilmekte olduğuna bakılmıştır.
Mimari yapı sektöründe en çok kullanılan malzeme olarak halen betonarme
karşımıza çıkmaktadır. Betonarme ile üretilen yapıların yapı ömrü yaklaşık 40-50 yıl
gibi olmasından kaynaklı sürdürülebilir yapılar olduğu söylenebilir. Ancak üretim
sürecinde yeterli hassasiyetin gösterilmediği durumlarda kullanılan malzeme için
gerekli olan su kullanımı, demir donatıdaki atık miktarı ve moloz olarak ifade edilen
beton kalıntılarının yaratmış olduğu çevresel ve ekolojik zararlar göz ardı
edilmemelidir. Günümüzün sorunu olan çevre kirliliği dikkate alınmadan mimarinin
ve inşaat sektörünün ilerlemesi mümkün görülmemektedir. Biz mimarlara ve
mühendislere düşen tasarım ve üretim aşamasındaki çevreye duyarlı yaklaşımlarda
bulunmak mesleki bir sorumluluk olmalıdır. Üstlenilen bu rol için öncelikle
çevreselliğin ne demek olduğunu iyi anlamak ve süre ile paralel ilerlediğinin farkında
olmak gerekmektedir. Bu noktada endüstriyel üretim önemli bir rol oynamaktadır. Tez
içerisinde prefabrike ile standart üretim arasındaki çevresellik ve süre faktörleri
karşılaştırılmıştır.