6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, kıymetli evrakla
borçlanan ve şahsi teminat veren tüketicinin korunması düşüncesiyle
getirilen önemli hükümler içermektedir. TKHK m. 4/5 ve 4/6
düzenlemelerinin avale etkisinin belirlenmesi, bir yandan amaçlanan
korumanın sağlanması diğer yandan da kambiyo senetlerine duyulan
güvenin korunması bakımından önemlidir. TKHK’nın 4/5. maddesi
uyarınca, tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak
niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı
olacak şekilde senet düzenlenebilir. Anılan sınırlamanın yalnız tüketicinin
düzenleyen sıfatıyla imza attığı kıymetli evraka mı ilişkin olduğu, yoksa
tüketicinin başka kambiyo taahhütlerini de mi kapsayacağı hususu açık
değildir. Senet düzenlenmesinden sadece senedin düzenleyen tarafından
ilk kez tedavüle çıkarılması değil, tüketicinin kıymetli evrakla borçlanması
anlaşılmalıdır. Böylece TKHK m. 4/5 düzenlemesine aval taahhüdü de
dahil olmaktadır. TKHK m. 4/6 düzenlemesinde ise, tüketici işlemlerinde
tüketicinin edimlerine karşılık olarak alınan şahsi teminatların, her ne isim
altında olursa olsun adi kefalet sayılacağı belirtilmiştir. Bu hâlde tüketici
tarafından verilen avalin kefalet olarak geçerli olması, kefaletin geçerlilik
* Yayın Kuruluna Ulaştığı Tarih: 10.04.2021- Kabul Edildiği Tarih: 05.05.2021
Bu makale, 15-16 Nisan 2021 tarihli İstanbul Aydın Üniversitesi Teminat Hukuku
Sempozyumu’nda sunulmak üzere hazırlanmıştır. Genişletilmiş özetine sempozyum
özet kitabından ulaşılabilir. ** Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı,
[email protected],
[email protected], ORCID: 0000-0003-4463-3806.
DOI: 10.17932/IAU.HFD.2015.018/hfd_v07i1001
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Düzenlemelerinin Avale Etkisi
2
koşullarını taşımasına bağlı olacaktır. TKHK m. 4/6 hükmünün ikinci
cümlesine göre ise, tüketicinin alacaklarına ilişkin karşı tarafça verilen
şahsi teminatlar, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmadıkça müteselsil
kefalet sayılır. Bu hâlde Türk Ticaret Kanunu’nda özel olarak düzenlenen
avalin istisna teşkil edeceği açıktır. Birinci cümlede de bu şekilde bir
istisnaya yer verilmesi en uygun çözüm şekli olacaktır.