Abstract:
Ülkemizde ceza muhakemesi süreci, bir suç işlendiği ihbarı ile başlar. İlk
olarak ihbarı alan ya da suç işlendiği iddiasını resen öğrenen Cumhuriyet savcısı
soruşturma işlemleri kapsamında araştırma yaparak maddi gerçeğe ulaşmaya çalışır.
Cumhuriyet savcısı, uyuşmazlığa konu adli olayın gerçekleştiği anda
bulunmadığından olayın aslen nasıl olduğunu, kim tarafından gerçekleştirildiğini
tespit edebilmek için delillere ihtiyaç duyar. Bu delilleri de kolluk marifeti ile toplar
ve soruşturma dosyasında olayla ilişkilendirerek değerlendirir. Yapılan
değerlendirme sonucunda atılı suçun, gösterilen fail tarafından işlendiği hususunda
yeterli şüpheye ulaşırsa iddianame düzenleyerek kamu davası açar ve kovuşturma
aşamasına geçilir.
Kovuşturma aşamasında hâkim, iddianamede belirtilen olayla ve faille sınırlı
kalarak delilleri resen ve serbestçe değerlendirir. Yapılan değerlendirme sonucunda
davaya konu eylemin fail tarafından işlendiğine yönelik vicdani kanaat oluşursa
cezalandırma, oluşmazsa beraat yönünde karar verilir.
Tüm bu süreçte görüldüğü üzere ceza muhakemesi delil ve ispat kavramları
üzerinden ilerlemektedir. Ancak hukuk devleti ilkesi doğrultusunda adil yargılamayı
sağlayabilmek için delillerin ne şekilde elde edildiği, nasıl muhafaza edildiği ve nasıl
değerlendirildiği konuları önem arz etmektedir.
Ceza muhakemesinde delil elde etme yöntemleri genellikle temel hak ve
hürriyetlere müdahale sonucunu doğurabilir. Ancak bu müdahaleler sınırsız bir
şekilde değildir. Toplum menfaati ve birey menfaati arasındaki denge gözetilerek ve
kanunda belirtilen ölçüler doğrultusunda hareket edilmesi gerekir. Bu nedenle ceza
muhakemesi sürecinde elde ettiğimiz delilleri kullanabilmemiz için hukuka uygun
olarak temin etmiş olmamız gerekmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunumuzda da
buna ilişkin olarak bir takım delil ve delil değerlendirme yasakları belirtilmiştir.
Hukuka uygun olarak elde edilen deliller; akla uygun, kolektif ve maddi olaya
ilişkin olmalıdır. Deliller resen toplanabileceği gibi tarafların talepleri üzerine de
vi
toplanabilir. Toplanan deliller hem ayrı ayrı hem de bir bütün olarak serbestçe
değerlendirilir ve somut olayı aydınlatma güçlerine göre göz önünde bulundurulur.
Yukarıda anlattıklarımız doğrultusunda çalışmamızda öncelikle ceza
muhakemesinin amacı ve ilkelerini ele alacağız. Bilahare ceza muhakemesinin
temelini oluşturan delil ve ispat kavramı, ispat sistemleri, delillerin özellikleri, ne
şekilde elde edilip muhafaza edileceği, delillerin değerlendirilme süreci, yargı
makamlarının delil algısı ve bu algılarla maddi olayları nasıl ilişkilendirdikleri,
hukuka aykırı delillerin kullanıp kullanılamayacağı örnek kararlarla beraber
açıklanmaya çalışılacaktır