Abstract:
Bu araştırmanın temel amacı yetişkin bireylerde yalnızlık düzeyi ile bağlanma
stilleri ve sosyotropik-otonomik kişilik özellikleri arasındaki ilişkinin incelenmesidir.
Araştırmanın bir diğer amacı ise yalnızlık, güvenli bağlanma, kaçıngan bağlanma,
kaygılı bağlanma, sosyotropi ve otonomi kavramlarının sosyodemografik
değişkenler(cinsiyet, geçmişte psikolojik destek alma durumu, sözel veya fiziksel
şiddete uğrama durumu) ile olan ilişkisini incelemektir. Araştırmada yöntem olarak
ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini ulaşılabilirlik ve
elverişlilik ilkesine göre kolayda örnekleme yöntemi ile belirlenen 18 yaş ve üzeri,
ön lisans, lisans ve lisansüstü mezunu 764 katılımcı oluşturmaktadır. Araştırma
verileri çevrimiçi anket yöntemi kullanılarak Google Forms aracılığıyla toplanmıştır.
Bu araştırmada, demografik bilgilere ilişkin soruların olduğu ve araştırmacı
tarafından hazırlanmış Sosyo-demografik Bilgi Formu, UCLA Yalnızlık Ölçeği,
Erişkin Bağlanma Biçimi Ölçeği(EBBÖ) ve Sosyotropi-Otonomi Ölçeği(SOSOTÖ),
uygulanmıştır. Katılımcılardan elde edilen veriler SPSS 25.0 istatistik paket programı
kullanılarak analiz edilmiştir. Verilerinin analizinde Bağımsız Örneklem T-Testi,
Pearson Korelasyon Analizi ve Regresyon analizi gerçekleştirilmiştir. Araştırma
verilerinin analizi sonucunda yetişkinlerin yalnızlık düzeyi ile bağlanma stilleri ve
sosyotropik-otonomik kişilik özellikleri arasında anlamlı bir ilişki olduğu tespit
edilmiştir. Yetişkin bireylerin yalnızlık düzeyindeki değişimin %36’sı bağlanma
stilleri ve kişilik özellikleri tarafından açıklanmıştır. Yalnızlık puanları ile güvenli
bağlanma, kaçıngan bağlanma ve kaygılı bağlanma puanları arasında orta düzeyde
pozitif ve negatif yönlü ilişkilerin olduğu bulunmuştur. Kaçıngan ve kaygılı
bağlanma puanları arttıkça yalnızlık puanları da artmaktadır. Bununla birlikte,
viii
güvenli bağlanma puanları arttıkça yalnızlık puanlarının azaldığı gözlenmiştir.
Yalnızlık puanları ile sosyotropi ve otonomi puanları arasında düşük düzeyde pozitif
yönlü ilişkilerin olduğu bulunmuştur. Sosyotropi ve otonomi puanları arttıkça
yalnızlık puanının da arttığı belirlenmiştir. Güvenli bağlanma puanları ile Otonomi
puanları arasında düşük düzeyde negatif yönlü bir ilişkinin olduğu bulunmuştur.
Otonomi puanı arttıkça güvenli bağlanma puanı azalmaktadır. Kaçıngan bağlanma
puanları ile sosyotropi ve otonomi puanları arasında düşük ve orta düzeyde pozitif
yönlü ilişkilerin olduğu bulunmuştur. Sosyotropi ve otonomi puanları arttıkça
kaçıngan bağlanma puanları da artmaktadır. Kaygılı bağlanma puanları ile sosyotropi
puanları arasında orta düzeyde pozitif yönlü bir ilişkinin olduğu bulunmuştur.
Sosyotropi puanı arttıkça kaygılı bağlanma puanı da artmaktadır. Yalnızlık düzeyi,
bağlanma stilleri ve sosyotropi-otonomi puanlarının çalışmada ele alınan
sosyodemografik değişkenlere göre farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Araştırma
bulgularının yalnızlık ve sonucunda oluşan ruhsal problemler ile çalışan psikolog,
psikiyatr, psikolojik danışmanlara ve bu konuda çalışma yapacak araştırmacılara yol
gösterici olacağı düşünülmektedir