Abstract:
Teknolojinin hızlı değişimiyle beraber, günümüz toplumunda sosyal medya
kullanımı farklı bir boyuta ulaşmıştır. Sosyal medyaya erişim için kullanılan araç ve
uygulamalar, çeşitli nedenlerden dolayı kullanıcılar tarafından rağbet görmektedir.
Sosyal medya kullanım yoğunluğunun artmasıyla, sosyal hayattan uzaklaşılarak
yalnızlık yaşanabilmektedir. Kendi ile baş başa kalan birey, yalnızlığın nedenini ve
çözümünü anlamlandıramadığında kaygı yaşayabilmektedir. Bu araştırmanın amacı,
üniversite öğrencilerinin; sosyal medya bağımlılığı ile yalnızlık ve kaygı düzeyleri
arasındaki ilişkinin belirlenmesini sağlamaktır. Araştırmanın örneklemi İstanbul’da
bulunan üniversitelerin, lisans düzeyinde öğrenim gören 424 üniversite öğrencisi
oluşturmaktadır. Katılımcılardan veri elde etmek için “Kişisel Bilgi Formu”, “Sosyal
Medya Bağımlılığı-Yetişkin Formu”, “UCLA Yalnızlık Ölçeği”, “Durumluk Kaygı
Ölçeği” uygulanmıştır. Verilerin analizinde SPSS 22 programı kullanılmıştır.
Araştırmanın analizleri için; Pearson Korelasyon Analizi, Bağımsız Örneklemler için
T-Testi, Tek Yönlü Varyans Analizi ve Regresyon Analizi kullanılmıştır. Analizler
sonucu, üniversite öğrencilerinin sosyal medya bağımlılığı düzeyi arttıkça yalnızlık
ve durumluk kaygı düzeylerinin de artış gösterdiği bulunmuştur. Sosyal medya
bağımlılığı alt boyut puanları ile yalnızlık ve durumluk kaygı puanlarının pozitif
yönde zayıf ilişkiye sahip olduğu bulunmuştur. Yalnızlık ve durumluk kaygının,
sosyal medya bağımlılığını yordadığı bilgisi elde edilmiştir. Kadınların, sosyal
medya bağımlılık puanları erkeklere oranla daha yüksek bulunmuştur. Yalnız
yaşayan öğrencilerin, yalnızlık puanının daha yüksek olduğu belirlenmiştir.
Arkadaşlarıyla yaşayan öğrencilerin ise durumluk kaygı, sanal tolerans ve sosyal
medya bağımlılığı puanlarının daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Psikolojik
rahatsızlığı olan üniversite öğrencilerinin yalnızlık, kaygı, sosyal medya bağımlılığı
ve sosyal medya bağımlılığı alt boyut puanları farklılık göstermektedir. Araştırmaya
dair elde edilen bulgular ve literatürde yer alan araştırmalar karşılaştırılarak
tartışılmış ve önerilere yer verilmiştir.