Abstract:
Japon tiyatrosu uzun bir geleneğe dayanan formalist ve ritüelistik yapısıyla dünya tiyatrosu içinde
son derece önemli bir yere sahiptir. Ancak bu önemi günümüzde sadece antika değerinin ötesinde dir. Çünkü “Kültür içi” malzemenin evrensel tiyatro malzemesiyle nasıl yoğurulabileceğini gösteren
son derece önemli bir örnektir. Türkiye, Batılı tiyatro anlayışının benimsenmesinden bu yana hala
yerel ama evrensel bir tiyatro dili arayışındadır. Bu konuda çeşitli çabalar olsa da dünya tiyatrosu
içinde henüz istenilen bir noktaya gelinemediği açıktır. Buradan bakarak, Japon tiyatrosunun özel likle gelenekten yola çıkarak çağdaş bileşimlere gittiği post-shingeki hareketinin ilginç ve önemli
bir model olacağı açıktır. Bu çalışmada, Japon tiyatrosunun tarihsel köklerinden post-Shingeki ha reketinin iki önemli temsilcisi yazar Yukio Mishima ve yönetmen Suzuki Tadashi’nin çağdaş sen tezleri mercek altına alınacaktır. Batılı olmayan bir ülkenin Doğu ve Batı’nın öz ve biçimini nasıl
harmanlayarak dünyada özgün bir ekol yarattığı aktarılacaktır.