Abstract:
Okulların günümüzde mutlu, çevresi ile uyumlu ve üretken bireyler
yetiştirmesinde öneminin arttığı herkesçe kabul edilen bir saptama haline
gelmiştir. Bu nedenle okul ortamının huzurlu ve güvenli olması öğrencilerin
gelişimi için ayrı bir önem kazanmaktadır. Okullarda yaşanabilecek
olumsuz tecrübeler çocuklar üzerinde uzun ve kısa dönemde olumsuz
etkiler yaratabilmektedir. Çocukların okuldan soğumasına ve hatta okuldan
uzaklaşmasına yol açabilmektedir. Bu nedenle okulların şiddet ve olumsuz
tecrübelerden arındırılması öğrencilerin güvenli ve huzurlu hissetmelerinin
sağlanması oldukça elzemdir. Okul ortamını oldukça olumsuz etkileyen
ve okulda huzuru bozan davranışların başında kuşkusuz zorbalık olayları
gelmektedir.
Okulda zorbalık vakaları son yıllarda eğitim profesyonelleri ve akademik
araştırmacılar için ciddi bir mesele haline geldi. Aynı zamanda sadece okul
ile ilgili çalışanlar için değil genel bir kamusal sorun haline dönüşmüştür
(Eslea ve Smith, 2000). Zorbalık bugün önemli sayıda öğrenci nüfusunu
etkileyen ciddi bir kişisel, eğitsel ve sosyal problem olarak kabul
görmektedir. Hem zorbalığın hem de kurban olma halinin öğrenciler
üzerinde uzun dönemli negatif etkilerinin olduğu bir sır olmaktan çıkmıştır
artık. “Yakın zamana kadar öğrencilerin bedensel, sözel, duygusal ve
hatta cinsel yönden arkadaşları tarafından hırpalandığı kimsenin dikkatini
çekmemiş, çocukların sadece anne-baba, öğretmen ve idareciler tarafından
örselendiğine inanılmıştır. Ancak günümüzde zorbalığın acilen ilgilenilmesi
gereken bir saldırganlık türü olduğu toplumlarda ve ilgili çevrelerde kabul
görmektedir” (Kanık, 2010, s. 1). Zorbalık artık eğitim her seviyesinde ortaya
çıkmaktadır. Bu bağlamda öğrenciler olabildiğince erken yaşlarda ulaşmak,
zorbalığa negatif katkı yaparken okul iklimini olumlu etkilemektedir.
1 İstanbul Aydın Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yüksek Lisans Tez) 2 Marmara Üniversitesi
İlkokul Öğretmenlerinin ve Yöneticilerinin Zorbalığa İlişkin Tutum ve Davranışları:
Beşiktaş Örneği
334
Alan yazındaki birçok önemli araştırmacı, zorbalık dinamiğinin
değiştirilmesinin ve vakaları sayılarının ve etkilerinin azaltılmasının açık
ve anlaşılır okul politikaları geliştirmeyi, zorbalık bildirimlerinin takibini
etkili bir şekilde yapmayı ve yetişkinlerin farkındalıklarını artırmaya bağlı
olduğunu ifade ederler (Pepler, Craig, ve O’Connel, 1999).
Bu bağlamda, öğretmenlerin ve yöneticilerin olaylara anında müdahale
edebilecek yegane yetişkinler oldukları gerçeğine de göz önünde
bulundursak, öğretmenlerin zorbalığa ilişkin tutumlarının ve bu vakalara
verdikleri tepkilerin belirlenmesi oldukça önem kazanmaktadır. Bu
çalışmanın temel amacı ilkokul öğretmenlerin ve yöneticilerinin zorbalığa
ilişkin tutumlar ve davranışlarını belirlemektir.
Bu bağlamda çalışmanın alt amaçları ilişkin bulgular şu şekilde olmuştur:
1. Bu çalışmada ortaya çıkan bulgulara göre, katılımcıların zorbalığa
ilişkin tutum ortalaması 94,87 olarak gerçekleşmiştir. İngiltere’de
ebeveynlerin zorbalığa ilişkin tutumlarının incelendiği bir araştırmada
tutum puanlarının oldukça yüksek olduğu saptanmıştır. Çalışmada
tutumu ölçmek amacı ile kullanılan ölçekten alınabilecek en yüksek
puan 100’dür. Sonuçlar katılımcıların hemen hepsinin 90’ın üzerinde
tutum puanına sahip olduğunu göstermiştir (Eslea ve Smith, 1995).
2. Öğretmenlerin okulda zorbalık tutum ölçeği puanlarının branş değişkenine
göre farklılaşma görülmemiştir. Öğretmenlerin zorbalığa ilişkin tutumlarını
inceleyen araştırmaların bazılarında branş değişkeni ele alınmamıştır (Craig,
Pepler ve Atlas 2000; Yoon, 2004; Yoon ve Kerber, 2003). Ortaöğretim
kurumlarında uygulanan fiziksel cezanın yaygınlığını inceleyen bir
araştırmanın sonuçlarına göre atölye ve laboratuar öğretmenlerinin ceza
uygulamalarında % 17.4 oranı ile öne çıktıkları belirlenmiştir (Mahiroğlu
ve Buluç, 2003). Zorbalık davranışı da bir tür saldırganlık türü olduğundan,
öğretmenlerin fiziksel ceza uygulaması konusundaki davranışları ile
zorbalığa ilişkin tutumlar arasında bir ilişki olduğunu söylenebilir. Ancak
bu çalışmada meslek dersi öğretmenleri tutumları bakımından diğer branş
öğretmenlerinden farklılık göstermemişlerdir. Bu çalışmada görülüyor ki
anasınıfı ve sınıf öğretmenliği branşında ki öğretmenler arasında zorbalığa
karşı istendik bir tutuma sahip oldukları ve tutum puanlarının branş
değişkenine göre farklılık göstermediği anlaşılmıştır.
Resul YİĞİT, Doç. Dr. Ahmet ŞİRİN
Eğitim Fakültesi Dergisi, Özel Sayı - 2017 (333-337) 335
3. Öğretmenlerin zorbalığa ilişkin tutumları eğitim seviyesi değişkenine
göre gruplar arası ortalamalarında anlamlı bir fark bulunamamıştır.
Eğitim seviyesi yüksek lisans ve lisans düzeyindeki öğretmenlerin
zorbalığa ilişkin tutum puanlarının ortalamaları arasında fark olmadığı
anlaşılmıştır.
4. Katılımcıların zorbalığa ilişkin tutumları yaş değişkenine göre
farklılaşma görülmemektedir.
5. Katılımcıların zorbalığa ilişkin tutumları tecrübe değişkenine göre
farklılık bulunamamıştır. Bauman ve Del Rio (2005)’ nun yaptığı
araştırmada öğretmen adaylarının zorbalığa ilişkin eğitim gereksinimi
duydukları saptanmıştır. Bauman ve Hurley (2005)‘ nin yaptığı bir
başka çalışmada da meslekte ilk yılı olan öğretmenlerin zorbalık
konusunda eğitim gereksinimi duydukları saptanmıştır. Bu çalışmada
öğretmenlerin zorbalığa ilişkin tutumlarında mesleğe yeni başlayan
öğretmenler ile uzun yıllar bu görevi yapan öğretmenler arasında anlamlı
bir fark olmadığı anlaşılmıştır. Bu bulgular arasındaki çelişkinin, kültüre
özgü farklılıklardan kaynaklanabileceği ve öğretmenlerin öğretmen
olmadan önceki aldığı eğitimden kaynaklandığı düşünülebilir.
6. Katılımcıların zorbalığa ilişkin tutumları görev değişkenine göre
farklılık bulunamamıştır. Craig, Pepler ve Atlas (2000) yaptıkları
araştırmada öğretmenlerinin zorbalık vakalarına %15 ile %18’ine
müdahil olduğunu göstermektedir. Zorbalık vakaları öğrenciler
arası bir problemdir. Ancak okul zorbalığının önlenmesi açısından
Besag’a (1995) göre “tüm okul” yaklaşımı, tüm öğrenci, yönetici ve
öğretmenlere destek olan, tek bir çocuk veya öğretmenin bile zorbalık
problemini tek başına çözmek zorunda bırakılmadığı bir okul yaklaşımı
benimsenmelidir. Bu çalışmada yöneticilerin ve öğretmenlerin
istendik bir tutuma sahip olduğu ve görev değişkenleri arasında fark
bulunamaması, zorbalığın önlenmesinde etkili olacaktır.
7. Katılımcıların zorbalığa ilişkin tutumları cinsiyet değişkenine
göre farklılık bulunamamıştır. Öğretmenlerin zorbalığa ilişkin
tutumlarını inceleyen Craig, Pepler ve Atlas (2000) cinsiyete özgü
farklılık saptamamıştır. Bu çalışmada da öğretmenlerin zorbalığa
İlkokul Öğretmenlerinin ve Yöneticilerinin Zorbalığa İlişkin Tutum ve Davranışları:
Beşiktaş Örneği
336
ilişkin tutumlarında cinsiyet değişkeni arasında fark bulunmadığı ve
bulguların örtüştüğü anlaşılmıştır.
8. Katılımcıların duygu, davranış ve düşünce tutumlarında daha istendik
durumda olduğunu göstermektedir.