Uzun süreli savaşlar ve küreselleşmenin etkisiyle birlikte uluslararası
konuma erişen terörizm sonucunda oluşan toplumsal travmalar, grup
dinamiklerinin oluşumunu ve bireylerin psikolojilerini önemli ölçüde
etkilemektedir. Kitlesel travmalar, toplumun kültürel, politik, sosyal
ve psikolojik yapısında önemli patolojik dönüşümlere neden olarak
bireylerin ruhsal ve toplumsal entegrasyonlarında negatif doğalı bilinç
kesintilerine yol açmaktadır. Negatif doğalı bilinç kesintilerine yol açan
toplumsal şiddet, dijital ağ platformlarında “siber terörizm” kavramı
altında hem bireylerin hem de toplumların travmatize edilerek kontrol
altında tutulmasına ve idare edilmesine sebep olmaktadır. Siber terörizm
psikolojisi, sanal uzamda aktif olarak gerçekleştirilen kitlesel şiddet
olaylarının hem birey hem de toplum üzerindeki travmatize edici etkilerini
bilimsel araştırmalarla ortaya koyarak yeni bir tür toplumsal travma
olarak siber terörizmin dinamiklerini aydınlatmayı hedeflemektedir. Siber
terörizm ve savaşlar gibi toplumsal şiddet olaylarının bireyden topluma
olan uzamdaki etkileri, kişilerin aktüel yaşamındaki olağan sorunları
ile başa çıkmak için gerekli olan becerilerini ve psikolojik kaynaklarını
olumsuz etkileyerek onların toplumsal uyumunu bozmaktadır. Gündelik
hayattaki işlevselliği bozulan ve bağ kurma kapasitesi zayıflayan ya da
* Uzm. Psk. Görkem DERİN, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Adli Tıp ve Adli Bilimler Enstitüsü,
Sosyal Bilimler Anabilim Dalı,
[email protected]
Orcid: 0000-0002-9527-3110
** Prof. Dr. Erdinç ÖZTÜRK, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Adli Tıp ve Adli Bilimler Enstitüsü,
Sosyal Bilimler Anabilim Dalı,
[email protected]
Orcid: 0000-0003-1553-2619
Doi Num: 10.17932/IAU.AIT.2015.012/ait_v06i1002
Derleme
12 Aydın Toplum ve İnsan Dergisi Year 6 Issue 1 - June 2020 (11-36)
Savaş ve Terörizm: Psikotravmatolojik Temelli Teorik Bir Yaklaşım
bu kapasitesi uyumsuz yöne doğru evrilen birey, bu psikopatojen süreçte
maruz kaldığı terör olaylarını dissosiye ederek yaşamını sürdürmeye
devam edecektir. Terör olaylarından sonra bireylerde küçümsenemeyecek
oranlarda dissosiyatif bozukluklar, travma sonrası stres bozukluğu, madde
kullanım bozuklukları ve majör depresyon görülebilmektedir. Bireylerin
savaş ve terör gibi şiddetli düzeydeki travmatik olaylarla başa çıkabilmeleri
ve bu sürece uyum sağlamaya yönelimli olarak başlayan ve sonrasında bir
psikiyatrik hastalığa dönüşen bu psikopatolojilerin bir halk sağlığı sorunu
olarak mümkün olabilen en kısa sürede travma temelli bir yaklaşımla
tedavi edilmeleri profesyonel bir gerekliliktir. Sonuç olarak savaş ve
terörizmin hem bireysel hem de toplumsal boyutlardaki travmatize edici
etkilerini konu alan psikotravmatoloji ekseninde yürütülecek kısa ve uzun
dönemli bilimsel çalışmaların, kitlesel şiddet olaylarını önlemeye yönelik
uygulanabilir stratejilerin geliştirilmesinde önemli destek sağlayacağı
düşünülmektedir.