Abstract:
Özellikle son zamanlarda kadınların kültürümüzden gelen geleneksel rollerinden
kurtularak çalışma hayatında yer almaya başlamalarıyla beraber anne, ev kadını,
çalışan anne ve iş kadını olarak yüklenmiş oldukları rol ve sorumluluklara yenileri de
eklenmiştir. Çalışan kadınlar iş hayatlarında ki rol ve sorumlulukları ile içinde
bulundukları toplum tarafından üstlerine biçilen annelik tanımı ve sorumluluğu
arasındaki dengeyi sağlamaya çalışırken çoğu zaman bu ağır yüklerin altında çok
fazla strese maruz kalabilmektedirler (Gürkan ve Yaşar, 2015).
Bu kapsamda değerlendirilecek olursa, çalışan annenin bu roller sebebi ile
yaşayacağı stres düzeyi, çocuğun davranışlarını ve kaygı düzeyini etkileyebilir.
Çalışan annelerin algıladıkları stres düzeylerinin çocuklarının “durumluk ve
süreklilik” kaygı düzeyindeki ilişkinin incelendiği bu araştırmada ilişkisel tarama
modeli kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu İstanbul’da belirlenen özel
okullarda eğitim gören 9- 12 yaş aralığında ki 230 öğrenci ve bu öğrencilerin
çalışmakta olan annelerinden oluşmaktadır. Çalışan anneye “Algılanan Stres Ölçeği”,
çocuklara “Çocuklar İçin Durumluk-Süreklilik Kaygı Envanteri” ( ÇDSKE)
uygulanmıştır.
Çalışan annelerin algıladıkları stres ile yaş, eğitim durumu, gelir durumu, çocuk
sayısı ve çalışma süresi; çocukların durumluk ve sürekli kaygı durumu ile yaş,
cinsiyet, devam ettikleri eğitim kademesi ve okul öncesi eğitim alma arasında
anlamlı bir farklılaşmanın olup olmadığı incelenmiştir.
Bu incelemenin sonucunda, Annelerin algıladıkları stres ile durumluk kaygı arasında
anlamlı, negatif yönlü ve “zayıf” düzeyde ilişki bulunmuştur. Annelerin algıladıkları
stres ile sürekli kaygı arasında anlamlı, negatif yönlü ve “zayıf” düzeyde bir ilişkinin
olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca çocukların algıladıkları durumluk kaygı ile sürekli
kaygı arasında anlamlı, pozitif ve “zayıf” düzeyde bir ilişkinin olduğu ortaya
çıkmıştır. Çocukların algıladıkları durumluk ve sürekli kaygı durumlarının
annelerinin streslerini ne şekilde yordadığını incelemek için çoklu doğrusal
regresyon analizi sonucuna göre, durumluk kaygı ve sürekli kaygı durumları
annelerin algıladıkları stres ile anlamlı bir ilişki ortaya çıkarmaktadır. Çocukların
yaşadıkları durumluk-sürekli kaygıları annelerin yaşadıkları stresin %16’sını
açıkladığı görülmüş olup bu bulgu doğrultusunda annelerin yaşadıkları stresin
%16’sını çocukların algıladıkları durumluk-sürekli kaygı, %84’ünü diğer değişkenler
açıklamaktadır.