Abstract:
Kadınlar, hayatlarının ortalama üçte birinden fazlasını menopoz sonrası
durumda geçirmektedirler. Menopoza geçiĢ ile beraber sağlıklı olan kadınlarda
demir göstergeleri ve östrojen seviyeleri arasında senkronize ancak ters
değiĢikliklerin meydana geldiği bilinmektedir. Yumurtalıkların iĢlevlerinin
bitmesi nedeniyle östrojen hormonu azalırken, adet sürecinin sona ermesi
sonucunda ise ferritin düzeyleri artmaktadır. Menopoz ile birlikte görülen
östrojen hormonu seviyelerindeki bu düĢüĢle beraber; bel ve karın bölgesinde
yağlanma ile kendini gösteren obezite, lipit metabolizmasındaki bozulmalar,
diyabet ve kardiyovasküler hastalık riskleri gibi metabolik sendrom prevelansları
artmaktadır. Vücutta demir durumunun önemli göstergelerinden olan serum
ferritin düzeyi ile metabolik sendrom bileĢenleri arasında iliĢki bulunmaktadır.
Bu iliĢkinin değerlendirilmesi için ilgili kan parametrelerin doğru Ģekilde
incelenmesi gerekmektedir. Bu çalıĢma; serum ferritin düzeyinin, menopoz
dönemi sonrasında kadın bireylerde metabolik sendrom ile iliĢkisinin
değerlendirilmesi amacıyla yapılmıĢtır. ÇalıĢmaya Sultangazi Fatma Bedri
Akman Aile Sağlığı Merkezi‟ne kayıtlı olan, 40-65 yaĢ aralığındaki 126 kadın
birey katılmıĢtır. Veriler anket aracılığıyla yüz yüze olacak Ģekilde görüĢme
sağlanarak toplanmıĢtır. Anket içeriğinde; demografik bilgiler, antropometrik
ölçümler, ilgili kan parametreleri, “Demir yönünden zengin besin tüketim sıklığı”
ve “Menopoza Özgü YaĢam Kalitesi Ölçeği” bölümleri bulunmaktadır. Anket
formları Eylül 2023-Aralık 2023 tarihleri arasında uygulanmıĢtır. Verilerin
istatistiksel olarak değerlendirilmesi için IBM SPSS 25.0 kullanılmıĢtır.
ÇalıĢmaya katılan kadınların BKĠ ortalaması 33,28 kg/m2 olup, %68,3‟ü birinci
derecede obez kategorisinde bulunmaktadır. Ayrıca %95,2‟ si insülin
kullanmadığını belirtmiĢtir. Bireylerde en fazla görülen kronik rahatsızlıklar,
vi
metabolik sendrom bileĢenlerinden diyabet (%45,2) ve hipertansiyon (%46)‟dur.
ÇalıĢmada kullanılan ölçeğin bulgularında, yaĢam kalitesinin en fazla etkilendiği
alanlar vazomotor ve fiziksel alanlardır. AraĢtırma sonucunda, bireylerin serum
ferritin düzeyinin; total kolesterol ve LDL kolesterol düzeyleri arasında pozitif
yönlü anlamlı iliĢkisi bulunmuĢtur (p=0,021). Vücut ağırlıkları ve bel kalça oranı
ile serum ferritin düzeyi arasında negatif yönlü anlamlı iliĢki saptanmıĢtır
(p=0,032; p=0,022). Demir yönünden zengin besin tüketim sıklığı sonuçlarında,
bireylerin %43,7‟si haftada 5-6 kez olacak Ģekilde en çok yumurta tüketimi
gerçekleĢtirmiĢtir. Tavuk eti tüketim sıklığı ile serum ferritin düzeyi ve yağlı
tohumlar tüketim sıklığı ile serum demir düzeyi arasında anlamlı fark
bulunmuĢtur (p<0,05). Bu çalıĢmaya göre, serum ferritin düzeyinin kısmen de
olsa metabolik sendrom geliĢimi ve bileĢenlerinin kontrolü açısından önemli
belirteç olabileceği düĢünülmektedir. Daha fazla katılımcı sağlanması ve takip
parametrelerinin zenginleĢtirilmesinin gerekli olduğu sonucuna varılmıştır.