dc.description.abstract |
Yaşam süresinin uzamasıyla birlikte yaşlılığa bakış açısı da değişmektedir.
Neoliberal söylemlerle pekişen başarılı yaşlanma kavramı bireylerde yaşlanma ve
yaşlılık süreçleri konusunda bir yönüyle kaygıya da neden olabilmektedir. Bu
noktada küresel pazarda kendisine önemli bir yer edinen anti-aging uygulamalar
yaşlılıktan kurtulma, gençleşme arzusuyla tercih edilmektedir.
Genç yetişkin kadınları anti-aging uygulamalara yönelten psikososyal
nedenleri ve genç yetişkin kadınların yaşlılık algısını anlamayı amaçlayan bu
araştırmada, 30-45 yaş aralığında anti-aging uygulama yaptıran 15kadınla yarı
yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırma bulgularında anti-aging
uygulamaların yaşlanmayı durdurduğu düşüncesinin katılımcılarda baskın olduğu ve
sağlıklı yaşlanma sürecinde spor, egzersiz, sağlıklı beslenme gibi konuların ihmal
edildiği saptanmıştır.
Anti-aging uygulamaların toplumsal bazda kabul görmesinin nedenleri ise
sosyal çevrede görünür olmanın, özgüven kazanmanın ve dış görünüşünden ötürü
maruz kalınan dışlanmadan kurtulmanın bir aracı olarak görülmesi, sosyal medyanın
teşvik edici etkisi, istihdam piyasasının talep ve beklentileri ile uygulamaların kolay
ulaşılabilir olması sayılabilmektedir. Bireysel anlamda tercih edilmesi ise hızlı bir
fiziksel değişim sağlanması ve somut sonuçların elde edilmesi ile psikolojik ve
duygusal faktörlere bağlı olarak gelişmektedir. Genç yetişkin kadınların anti-aging
uygulamaların sonuçlarından memnun oldukları ve söz konusu uygulamaların geçici
veya yarı kalıcı özellikte olması nedeni ile kadınları estetik cerrahi operasyonlara
yöneltebileceği de araştırmanın sonuçları arasındadır. Araştırmadan elde edilen
sonuçlara göre yaşlılığa yüklenen anlamın genel olarak olumsuz nitelikte olduğu,
yaşlılığın hastalıklarla özdeşleştirildiği ve sosyal hayattan ve iş yaşamından kopma
olarak tasavvur edildiği anlaşılmıştır. |
tr_TR |