Özet:
Günümüz yaşam şartlarında toplumsal gereksinimler arasında enerji ihtiyacı
önemli bir paya sahiptir. Endüstri devrimi ile enerjiye duyulan ihtiyacın hızla artması
ve dünyada kullanılan enerji kaynaklarının %84’ünün (Yılmaz ve Türkyılmaz, 2022)
fosil tabanlı olması neticesinde, yenilenemeyen enerjiler giderek azalmaya başlamıştır.
Enerji ihtiyacının fosil yakıtlarla tedarik edilmesi sonucunda ortaya çıkan emisyonlar
ise çevresel sorunların büyük bir kısmının oluşmasına neden olmaktadır.
Bu yenilenemeyen fosil tabanlı enerjilerin başlıcaları; kömür, petrol ve
doğalgazdır. Ancak bu kaynakların doğadaki miktarları sonsuz değil; sınırlıdır. Bu
nedenle enerji tüketiminde tasarruf önemlidir. Bu bağlamda, yapının tasarım
aşamasından başlanarak, enerji ihtiyacını azaltmaya yönelik planlamalar yapılmalı ve
yüksek verimli yenilenebilir enerjilerin kullanımları sağlanmalıdır.
Yapılan araştırmalara göre, emisyonunun %38’ini inşaat sektörü
oluşturmaktadır. Dünyada kullanılan enerjinin %40’ı, binalarda tüketilmekte ve
binalarda tüketilen fosil yakıtların neden olduğu sera gazı emisyonları da çevresel
sorunların oluşmasına neden olmaktadır (webdosya.csb.gov.tr, 2023).
Bilhassa 1973 petrol krizinden sonra fosil kaynaklara seçenek olacak doğada
bulunan temiz, yenilenebilir enerji kaynak arayışı önem kazanmıştır. Enerji
tüketiminin büyük kısmından mesul olan binalar dikkate alındığında enerji tasarruflu
yeni binaların tasarlanması ve mevcut binaların bu hedef ile revize edilmesi, başta AB
olmak üzere, Türkiye’de de güncel bir konudur. Ülkemizde binalarda ki enerji
verimliliğini ve kullanımını desteklemek ve çalışma yöntemlerini belirleyebilmek
amacı ile 2007 yılında “Enerji Verimliliği Kanunu”, 5 Aralık 2009 yılında Binalarda
Enerji Performans Yönetmeliği (BEP yönetmeliği) yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelik
vi
ile yapılarda enerjide dışa bağımlılığı azaltmak, yerli ve yenilenebilir enerji
kaynaklarının kullanımını teşvik ederek emisyon değerlerinin düşmesi ve kullandığı
enerji türü ve ölçüsünde daha tutarlı olunması amaçlanmaktadır.
Öte yandan, Türkiye tükettiği enerjinin önemli bir kısmını ithal etmektedir.
Enerji ithalatında, 1990’da %52, 2000 yılında %67, 2010’da %70 ve 2015 yılında
%76’ya kadar yükselmiş ve 2020’de özellikle güneş, rüzgâr ve jeotermaldeki artış ile
% 70’e gerilemiştir (mmo. org.tr/, 2023). 2023 yılında ise, yaklaşık %74'lük payıyla,
tükettiği enerjinin önemli bir kısmını ithal ederek yükselmiştir (mfa.gov.tr/, 2023). Bu
durumun Türkiye’nin enerji kullanımıyla ilgili olumsuz bir tablo oluşturduğu açık bir
şekilde görülmektedir. Bu bağlamda Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği (BEP
yönetmeliği) ile enerji sahasında ithalatı (dışalım) azaltmaya yönelik çözüm olabilir.
Bu çalışmanın amacı, mevcut eski ve yeni yapının enerji etkinliğini, yıllık enerji
tüketimini karşılaştırmak; metrekare başına düşen fosil yakıt tüketiminin oluşturduğu
CO2 gazının salınım oranlarını ve yapı sınıflarını mukayese ederek bu oranları
düşürmeye yönelik alternatif çözüm önerileri sunmaktır. Bu bağlamda yenilenebilir
enerji kaynaklarının kullanımının avantajlarına da dikkat çekmek istenmiştir.