Özet:
Hayatımızı kuşatan ve ağlaşan, günümüzün küresel dünyasındaki yeni medya,
kapitalist dünya düzenindeki ekonomik gelir seyisi en üst seviyede olan Hayatımızı
kuşatan ve ağlaşan, günümüzün küresel dünyasındaki yeni medya, kapitalist dünya
düzenindeki ekonomik gelir seyisi en üst seviyede olan bireyler için de yatırım durağı
olmuştur. Öyle ki yeni medyada uygulama sahibi olmak, günümüz koşullarında bireyi
ayrıcalıklı konumuna getirmektedir. Sadece maddi gelir kaynağı olarak avantaj
sağlamakla kalmayan yeni medya uygulamaları, politika camiasında da ve reklam
sektöründe de çok büyük yararlar sağlamaktadır.
Geçtiğimiz dönem ABD (Amerika Birleşik Devleri) başkanın seçime girmeden
önce Facebook, Twitter gibi bir yeni medya uygulamasından destek alması ya da Elon
Musk gibi herkes tarafından zenginliği ile bilinen birinin yine yeni medya uygulaması
olan Twitter uygulaması satın alması bunun en büyük göstergesi olmuştur.
Günümüzde yeni medya ile yeni medyadan önceki dönem olarak adlandırılan
geleneksel medya kimi zaman yarışır kimi zaman ise birbirini destekler konuma
gelmiştir. Artık geleneksel medyanın her sunduğu hizmet hızlıca yeni medyada
uygulama olarak yerini almıştır. Bu uygulamalardan biri de televizyonun sunmuş
olduğu dizi ve filmlerin yeni medya ortamında gösteriminin yapıldığı halk arasında
dijital platformlar olarak adlandırılan OTT TV (Over The Top Television /Herşeyin
Üzerinde Televizyon)’ler daha önce anlamını bilmediğimiz pandemi dönemini
yaşadığımız geçen dönemlerde, her yeni medya aracının kullanımın artığını görsek de
dijital platformlar adeta bu araçlara artış konusunda fark atmıştır. Başlı başına iletişim
meselesi bile kendi içinde birçok engeller barındırmaktadır. Bu nedenle bu durum hem
geleneksel medya vasıtasıyla hem de yeni medya vasıtasıyla oluşturulan iletişimin
vi
anlaşılıp anlaşılmadığı konusunu gündeme taşımaktadır. Bu şüpheler ise ilgili birçok
yaklaşımcı var oluşuna sebep olmuştur. Bu araştırmada dijital platformlardan OTT
TV’lerin en popüler markası olan Netflix kısmen incelenmeye çalışılmıştır. Kısa süren
diziler, siyasi konularda cesur, fantastik Türk dizileri gibi birçok farklıkla televizyona
fark atan Netflix’in Türkiye’ de bazı kaygılara yol açtığı görülmektedir.
7 ‘si kadın, 8’i erkek olmak üzere 15 kişilik 17-25 yaş aralığındaki katılımcı
grubu ile gerçekleştirilen bu çalışmanın soruları daha çok Netflix dizilerindeki
cinsellik ve eşcinsellik sahneleri, eşcinsel karakterler ve sansürlenen sahneler üzerine
durulmaktadır. Bu kapsamda kullanıcılara, mevcut durumdan rahatsız olup
olmadıkları sorulmuş, çoğunluk mevcut durumdan rahatsız olduğunu belirtilmiş ve
olması gerekenin bu şekilde olduğunu düşünen katılımcıların sayısının da müdahale
edilmesi gerektiğini düşünen katılımcılardan oldukça az olduğu görülmüştür