Abstract:
Sahiplik, bir kişi bir öğe üzerinde hâkimiyet kurduğunda ortaya çıkan ilişkiyi
ifade eder. Tarih boyunca toplumlar, hukuk sistemleri, siyasi düşünce ve dinler bu
ilişkiyi tartışmışlardır. Öte yandan mülkiyet, birçok anayasal ve uluslararası belgede
"mülkiyet hakkı" olarak tanınmakta ve korunmaktadır.
1961 ve 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasalarında mülkiyet hakkı temel bir
hak olarak düzenlenmiştir. 1961 ve 1982 anayasaları, mülkiyet haklarının kamu ve
toplum yararına kısıtlanabilmesini sağlamıştır. Ancak bu sınırlar keyfidir, sonsuz
değildir. Hem 1961 Anayasası hem de 1982 Anayasası mülkiyet haklarına da bazı
kısıtlamalar getirmektedir. Örneğin 1982 Anayasası'nda mülkiyet haklarına getirilen
kısıtlamalar ölçülmek istenmiştir. Ne 1961 ne de 1982 anayasaları, kısıtlamaların
nedenlerini veya kapsamını belirlememiştir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi
vereceği kararlarda bu hükümlerin ne anlama geldiğini ortaya koyacaktır.
Mülkiyet hakları, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 1 Ekim Protokolü'ne de
tabidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kararlarında mülkiyet haklarının hukuki
boyutunu ulusal hukuktan bağımsız olarak yorumlamıştır. Son zamanlarda Anayasa
Mahkemesi de bireysel şikâyete ilişkin kararlarında Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi'nin kararlarından etkilenmiştir.