Abstract:
İngiliz Yüksek Mahkemesinin Global Process System Inc. v Syarikat Takaful
Malaysia Berhad (The Cendor MOPU)1
davasındaki kararı sonrası, deniz
sigorta piyasasında dengeler, sigortacı aleyhine değişti. Bir başka deyişle,
hem Türk hem İngiliz sigorta piyasasında büyük önem arz eden standart
deniz sigorta sözleşmeleri olarak anılan Enstitü klozlarının (Institute
clauses) teminat harici bırakılan rizikolarından biri olan maldaki bozulma
(inherent vice) kavramının anlamı daraltılmıştır. Bunun karşılığında
teminat kapsamında olan deniz tehlikelerinin (perils of the sea) anlamı,
hukuka ve hakkaniyete aykırı bir şekilde genişletilmiştir. Bu durum hem
İngiliz hem de Türk sigorta piyasasında büyük yankılar uyandırmıştır.
Ancak sigortacıların en güçlü istisnalarından olan maldaki bozulma
kavramı, ne İngiliz Deniz Sigorta Kanununda (MIA 1906) ne de Enstitü
klozlarında tanımlanmıştır. Soya GmbH Mainz Kommanditgesellschaft
v White davasında ilk olarak Lord Diplock2
tarafından geniş bir şekilde
maldaki bozulma teriminin tanımı yapılmıştır. Ancak bu tanım dahi hangi
olayların deniz tehlikeleri kavramı içerisinde değerlendirilmesi gerektiği
tartışmasını sona erdirmemiştir. Bu nedenle inherent vice ve perils of the
sea kavramlarının anlamları yüzyıllar boyunca davalarda değişik şekilde
yorumlanmış ve birbiriyle çelişkili kararların verilmesine yol açmıştır. Söz
konusu kavramlar konusunda en son noktayı İngiliz Yüksek Mahkemesi
(Supreme Court) koymuştur. Ancak söz konusu karar, dünya deniz sigorta
piyasasında büyük tepki almıştır. Halen teminat kapsamındaki rizikolardan
olan deniz tehlikelerinin anlamı bugün dahi tartışma konusudur.