Abstract:
Alman devletlerinde sosyalist düşüncenin 1830’ların başından itibaren
gelişimi ve yaygınlaşması, dönemin hukuk fakültelerinde yapılan felsefi
tartışmalarla başlamıştır. Hegel felsefesi ve Saint-Simon sosyalizminin
sentezini yapan Eduard Gans, yoksulluk sorununu başlıca hukuki tartışma
konularından biri haline getirmiştir. Yine 1830’lardan itibaren Hegel
düşüncesi Prusya başta olmak üzere Alman devletlerinin mutlakiyetçi
yönelimlerine karşı özgürlüğün savunulması için yorumlanmıştır.
Almanya’da sosyalist düşünce 1830’ların ikinci yarısında radikal ve
devrimci hareketlerle diyalog içinde ve siyasal liberalizmin önem
kazandığı bir bağlamda gelişmiştir. Aynı dönemde Moses Hess ve Wilhelm
Weitling gibi yazarlar ütopyacı sosyalist literatüre katkılar yapmışlardır.
Fransa ve İngiltere’de gelişen erken dönem sosyalist düşünce ile
kıyaslandığında Alman sosyalist düşüncesinin felsefe, hukuk ve ilahiyat
alanındaki tartışmalarla çok daha yoğun bir bağlantı içinde geliştiği
gözlemlenmektedir.