Abstract:
Normal bir sosyal gelişim için arkadaşlık çevresi oldukça önemlidir.
Ayrıca bu arkadaş çevresi normal bir gelişim sürecinin göstergesi
sayılabilmektedir. Bir çocuğun en azından bir arkadaşı varsa ve etrafındaki
diğer kişilerle kolayca arkadaşlık kurabiliyorsa bu çocuğun gelişimi
normaldir denilebilir. Sosyal becerilerin edinilmesinde de arkadaşlık
oldukça önemli bir unsur olarak kabul edilmektedir (Brisbane’den
aktaran Topaloğlu 2013). Arkadaş ve akran, büyüme açısından oldukça
önemli bir yere sahiptir. Çocuk, sosyal karşılaştırmalar yapmak ve kendi
benlik imgesini başkalarına yansıtmak suretiyle arkadaş ilişkilerinde de
kendini tanımayı öğrenir. Bunun yanı sıra, arkadaşlar her duygusal açıdan
birbirlerine destek olur hem de duygusal gelişimi pekiştirir, özellikle de
empati duygusunun gelişmesini sağlar (Yavuzer, 1999).
Akranların yaşamın farklı dönemlerinde farklı şekillerde farklı etkilere sahip
olduklarını görmek mümkündür. Özellikle insan yaşamında okulöncesi
dönem, gelişimin en hızlı olduğu ve bireyin hayatında kalıcı etkilerin
oluştuğu bir süreç olması açısından önem taşımaktadır. Çocuklar ilk olarak
okulöncesi dönemde akranlarıyla iletişime geçer. Bu dönemde akranlarıyla
iletişimi hem bilişsel hem de sosyal olarak çocuğa önemli katkılar sağlar.
Bu süreç boyunca çocukların birbirleriyle iletişimi destelenmeli gerekli ve
ciddi bir durum olmadıkça aralarına girilmemelidir.
“Akran”, yaş, meslek, toplumsal durum gibi bir kıstas bakımdan birbirine
eşit olan kişilerin her biridir, buradaki bağlamda, uzmanlık derecesi olarak
çalışmayı yapan kişiye denk kişi demektir (TDK, 2009).
1
İstanbul Aydın Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
2
İstanbul Aydın Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
Okulöncesi ve Sınıf Öğretmenlerinin Akran Eğitimi Hakkındaki Görüşlerinin Karşılaştırılması
202
Topping akran eğitimini 1996’da; “benzer sosyal grup içinde olan,
profesyonel olarak öğretmen olmayan bireylerin birbirlerine öğrenmek ve
öğretmek için yardımcı olmaları” olarak tanımlamıştır (Topping’den akt
Ünver ve Akbayrak, 2013).
Akran eğitimi “Eğitim almaya istekli genç insanların birlikte
gerçekleştirdikleri, bilgi, tutum, inanç ve beceri yönünden gelişmeleri
ile sağlıklarını koruma bilincini amaçlayan, resmi olmayan ya da
programlanmış eğitimsel etkinliklerin” tümü olarak tanımlanmaktadır
(Bilgiç & Günay 2014).
Formen ve Cazden’e göre ise; akran eğitiminin olabilmesi için iki katılımcı
arasında bilgi farkı olması gerekmektedir (Ergül Ş.’den akt Bilgiç ve
Günay 2014).
Okulöncesi dönemde, akran ilişkilerinin temel niteliklerine bakıldığında,
bu dönem çocuğu için onaylanmanın önemli bir sosyal destek olduğu
görülmektedir. Akranlardan gelen yardımı kabullenme ve gerekli
durumlarda akranlara yardım etme de ilişkileri geliştirecek diğer
unsurlardandır. Olumsuz duyguların uygun biçimde ifade edilmesi de
ilişkileri olumlu yönde etkileyebilmektedir. Nezaket, ilişkileri olumlu
yönde pekiştirirken, çatışmalardan kaçınma da akran ilişkileri açısından
önem taşımaktadır (Ladd et. al.’dan akt Gülay, 2009).
Okulöncesi dönem, çocukların akran ilişkilerinin temellerinin atıldığı
yılları kapsar ve akran ilişkilerinin çocuğun üzerindeki kısa ve uzun
dönemli etkileri açısından da oldukça önemlidir. Akran ilişkileri, çocukların
paylaşım ve işbirliği içinde bir arada olmalarını desteklemekle birlikte,
onların kişiler arası ilişkiler için gerekli bilgi ve becerileri kazanmalarında,
problem çözmelerinde ve sorunlarla başa çıkmalarında önemli rol
oynamaktadır (Beyazkürk, Anlıak ve Dinçer, 2007; Gülay, 2008).
Bu çalışma, okulöncesi öğretmenleri ile sınıf öğretmenlerinin akran eğitimi
hakkındaki farkındalıkları belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın
evreni İstanbul ilinde bulunan okulöncesi öğretmenleri ve ilköğretim
birinci sınıf öğretmenlerinden oluşacaktır. Araştırmanın örneklemi rastgele
örneklem seçme modeline göre belirlenecektir. Çalışmanın örneklem
Büşra ÖZDEMİR, Yrd. Doç. Dr. Aylin SÖZER ÇAPAN
Eğitim Fakültesi Dergisi, Özel Sayı - 2017 (201-204) 203
grubunda resmi ve özel okullar yer alacaktır.
Ölçeğin geçerlilik ve güvenilirliği için aşağıdaki adımlar izlenecektir.
Güvenirlik işlemlerinin ilk önce zamana göre değişmezliğinin
saptanabilmesi için ölçekte önceki ve sonraki ölçmeler arasındaki
korelasyon kat sayısı hesaplanacaktır (Karasar, 2014).
Bağımsız gözlemciler arası uyum tekniği kullanılarak birden çok
gözlemcinin birbirinden bağımsız olarak aynı şeyleri ölçmeleri
sağlanacaktır. Gözlemcilerin ayrı ayrı yaptıkları ölçümlerin ortalaması
alınarak her durum için tek tek değer bulunacaktır. Ayrı ayrı gözlem
sonuçları birbirine ne kadar yakınsa elde edilen ortalama değerin
güvenilirliği o kadar yüksek olacaktır. İç tutarlılık için madde istatistikleri
yapılacaktır. Ölçme aracındaki her maddenin aldığı değer ile ölçme
aracının tümünden alınan toplam değer arasındaki ilişkiyi ifade etmek
amacıyla madde istatistikleri yapılacaktır. 0.5’ten küçük kat sayıları olan
maddelerin güvenilirliklerinden kuşkulanıp gözden geçirilecektir. Belli bir
düzeyden daha büyük olan maddeler çoğu kez toplam puanın hesabından
çıkartılacak ve daha sonraki benzeri ölçümlerde bu maddeler ölçü aracına
alınmayacaktır (Karasar, 2014).
İçerik geçerliliğinin saptanabilmesi için ölçme aracında bulunan soruların
ölçme amacına uygun olup olmadığı ölçmeden istenilen alanı temsil
edip etmediği belirlemek amacıyla uzman görüşü alınacaktır. Ölçü aracı
ve amaçları uzman gruba inceletilecek ve grubun önerilerine göre yeni
şekil verdikten sonra ölçme aracı kullanılacaktır. Aynı zamanda uygulama
geçerliliği için de yapılan ölçme ile ölçülmeye çalışılan şeyin gerçek
hayattaki yansımalarının karşılaştırılmasındaki uyuma bakılacaktır.
Yapı geçerliliği için faktör analizi yapılacaktır. Araştırmanın kuramsal
boyutunda yer alan alt boyutların aynı faktör altında çıkma beklentisini
test etmek amacıyla yapılacaktır. Aynı faktörü ölçen maddeler bir araya
getirilerek çeşitli gruplar oluşması beklenmektedir. Her faktör grubuna
içinde bulunan maddelerin özelliğine göre bir faktör adı verilecektir
ve bu faktörlerden her birinin ölçmedeki kuramsal yapıyı ifade etmesi
beklenmektedir