Abstract:
Bilindiği üzere insanlar istendik davranış değişikliği oluşması adına eğitim
almaktadır. Kendilerine ve topluma faydalı bir birey olmaları ve hayatın
kendilerine açtığı yoldan başarıyla ilerleyebilmeleri açısından eğitim
almaları büyük önem teşkil etmektedir. Bu eğitimi alırken, özellikle ilk
ve ortaöğretimde, faydalandıkları en önemli kaynak ise eğitimin köşe taşı
olan öğretmenlerdir.
Öğretmenler, öğrencilere eğitim verirken onları motive eder, çevresel
faktörleri düzenler, hazır bulunuşluk düzeylerini belirleyip onlara uygun
araçlarla öğrencilerin karşısına çıkar ve çeşitli eğitim öğretim yöntem
ve teknikleriyle ders verir. Ancak en önemlisi onlarla iletişim kurar. Bir
öğretmenin mesleki başarısı öğretmenin sadece anlatım becerisine değil
aynı zamanda iletişim ve empati yeteneğine de bağlıdır.
Öğretmenlerin empatik eğilimleri en nihayetinde onların örgüt içinde
ve dışında gerçekleştirdiği iletişim durumlarını ortaya koymaktadır. Bu
durumlar ise onların gerek meslek yaşamlarında gerekse günlük hayatlarında
gerçekleştirdikleri iletişimin kalitesini bize gösterir. Yapılan bu çalışmayla
branş öğretmenlerinin empatik eğilim düzeylerinin hangi değişkenlere
göre farklılık göstermekte olduğunu tespit etmek amaçlanmıştır.
Empati ve eleştirel düşünme kavramları son zamanlarda daha fazla önem ve
değer kazanmıştır. Bunun neticesinde bu kavramlar ilköğretim programına
beceriler arasında yerini almış ve bu konular üzerinde birçok araştırmalar
yapılmıştır. Toplum içerisinde sağlıklı iletişim ortamının oluşması ve
yaşantıları olduğu gibi kabullenmeyip, bir sorgulama ve araştırma süzgecinden
geçiren fertlerin yetiştirilmesinin önem arz etmesi nedeniyle bu iki kavramın
1
İstanbul Aydın Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
2
İstanbul Aydın Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
Branş Öğretmenlerinin Empatik Eğilim Düzeylerinin Çeşitli Değişkenler Açısından
İncelenmesi (Avcılar Örneği)
140
çeşitli ülkelerdeki eğitim programında bulunması bir mecburiyet haline
gelmiştir. Bu kavramlar hakkında eğitimcilere büyük görevler düşmektedir.
Empati ve eleştirel düşünmenin mantığını ve içeriğini kavratabilmek için
eğitimcilerin bu iki kavrama sahip olmaları, içselleştirebilmeleri gereklidir.
Bu yüzden eğitimciler yetiştirilirken, adayların bu bilgi ve becerilere ne denli
sahip olduklarının belirlenmesi gereklidir (Ekinci ve Aybek, 2010, s. 818).
Sadece öğretime dayalı eğitim sistemi, yerini daha dinamik, araştıran ve
sorgulayan bir sisteme devretmiştir. Öğretimden önce eğitime değer veren
bu sistemin en önemli unsuru olan öğretmenler, karşısındaki öğrenciyi,
veliyi, eğitim yöneticisini vs. anlamak, algılamak hatta onların beklentilerine,
duygularına ve ihtiyaçlarına da cevap verebilir bir donanıma sahip olması
eğitim açısından pozitif bir etki yaratacaktır.
Geleceğin teminatı olan öğretmenlerin iletişimde çok büyük önem arz eden
empatik yaklaşım hakkında görüşlerinin belirlenmesi, salt ikili ilişkiler
açısından değil, aynı zamanda bundan sonra gelecek nesillerin kalitesi için
de belirleyici bir etmen olacaktır. Öğretmenlerin sahip oldukları empatik
eğilimler ve bunların hangi değişkenler neticesinde farklılık gösterdiği,
üzerinde araştırma yapılmasına muhtaç bir konudur. Bu araştırma neticesinde,
bu alanda yer alan boşluğun giderilmesi ve daha önce yapılan araştırmaların
üzerine daha güncel sonuçlar elde etmek amaçlanmaktadır.
Yapılan bu çalışmada verileri elde etmek için nicel bir araştırma
kullanılmıştır. Kullanılan anket tekniğiyle veriler toplanmış, istatistiksel
olarak değerlendirilip veriler sonucu oluşturulan ölçümler sayısal olarak ifade
edilmiştir. Ölçüm sonuçları ise şema ve çizelgeler yoluyla gösterilmiştir.
Demografik değişkenler verisini elde etmek amacıyla Kişisel bilgi formu,
empatik eğilim verisini elde etmek amacıyla Empatik Eğilim Ölçeği
kullanılmıştır. Uygulanan kişisel bilgi formu 8 adet sorudan oluşmaktadır. Bu
sorular cinsiyet, yaş, medeni durum, eğitim durumu, öğretmenlikte kıdem,
branş, mesleği isteyerek seçip seçmeme, mesleki memnuniyet ile ilgili
sorulardan oluşmaktadır.
Elde edilen bulgulara göre kadın branş öğretmenlerinin empatik eğilim
düzeyleri erkek branş öğretmenlerinin empatik eğilim düzeylerinden
Halil Emre GÜRSEL, Prof. Dr. Hamide ERTEPINAR
Eğitim Fakültesi Dergisi, Özel Sayı - 2017 (139-142) 141
yüksek çıkmıştır. Yani empatik eğilim cinsiyete göre anlamlı bir farklılık
göstermektedir. Öğretmenlerin empatik becerileri ile cinsiyetleri arasında
anlamlı fark olmadığı bulgusu Elikesik (2013) ile çelişmektedir. Tezinde
Elikesik (2013) cinsiyetin empatik eğilim için anlamlı bir fark oluşturmadığı
sonucuna ulaşmıştır. Buna karşın Balcı’nın (2012) yaptığı “Sınıf
Öğretmenlerinin Empatik Eğilim Düzeyleri (Beşiktaş İlçesi Örneği)” adlı
araştırmasına göre cinsiyet, empatik eğilim için belirleyici bir faktördür. Bu
sonuç yapılan araştırmanın bu yönüyle paralellik arz etmektedir.
Yapılan araştırmada mesleği isteyerek seçme değişkeninde önemli bir sonuç
olarak öğretmenlerin büyük bir kısmının mesleği isteyerek seçtikleri ortaya
çıkmıştır. Bu anlamda öğretmenlik mesleğini isteyerek seçenlerin bu görevi
ifa etmesi olumludur. İsteyerek seçilip, çalışılan işler daha fazla iş doyumu
sağlayacağından, öğretmenlerin büyük bir kısmının (%87) formda bu yanıtı
işaretlemesi, kendilerinin olduğu kadar yetiştirdikleri öğrenciler açısından da
olumlu bir durumdur.
Araştırma kapsamında elde edilen bulgulara göre mesleği isteyerek seçip
seçmeme değişkeninin empatik eğilim üzerinde herhangi bir fark oluşturup
oluşturmadığı incelendiğinde anlamlı bir farklılık gözlenmiştir.
Çelik (2008) tarafından ortaya konan araştırmaya göre okul öncesi
öğretmenlerin mesleği isteyerek seçip seçmeme değişkenine göre empatik
eğilimleri arasındaki farklılık anlamlı bulunmuştur. Bu açıdan sonuçlar aynı
yöndedir. Akbulut (2010) tarafından ortaya konan araştırmaya göre sınıf
öğretmenlerinin mesleği isteyerek seçip seçmeme değişkenine göre empatik
eğilimleri arasındaki farklılık anlamsız bulunmuştur. Bu açıdan sonuçlar ile
bu araştırma bulguları ters yöndedir.
Araştırma neticesinde cinsiyet ve mesleği isteyerek seçme değişkenine göre
anlamlı bir farklılık gözlenirken, yaş, medeni durum, eğitim durumu, mesleki
kıdem, branş ve mesleki memnuniyet değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık
gözlenmemiştir