Abstract:
Günümüz eğitim sistemi yoruma dayalı, sorgulayan, öğrendiği bilgileri
içselleştirip öznel anlamlandırmalar oluşturan ve eleştirel düşünme
becerilerine sahip bireyler yetiştirmek istese de bilginin ağırlıkla, ezbere dayalı
öğrenmelerden vazgeçemediği apaçık uygulanan ve analiz edilen testlerden
billinmektedir. Araştırma bu geleneksel yapımızdan nasıl uzaklaşacağımıza
ve fen okuryazarlığını etkileyen faktörleri belirlememize ışık tutmaktadır.
Fen okuryazarlığı bireylerin araştırma sorgulama, bilimsel olguları açıklama,
eleştirel düşünme, problem çözme ve karar verme becerileri geliştirmeleri,
yeni bilgi edinmeleri, yaşam boyu öğrenen bireyler olmaları için gerekli olan
fenle ilgili beceri, tutum, değer, anlayış ve bilgilerin bir bileşimidir.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı -OECD (Organisation For
Economıc Co-oparetion and Development)- tarafından düzenlenen
PISA, öğrencilerin, matematik, fen, ve okuma becerileri alanındaki
bilgi ve becerilerinin değerlendirildiği uluslararası bir sınavdır. Türkiye
2000 yılından beri yapılan PISA projesine 2003’ten beri düzenli
olarak katılmaktadır. PISA sınavı okuma becerileri, fen ve matematik
okuryazarlığı alanlarında öğrencilerin üst düzey becerilerini ölçmesi
açısından büyük önem taşımaktadır. Ayrıca diğer ülkeler arasında nerede
olduğumuzu görme fırsatı vermektedir. Bu projeden elde edilen veriler
kapsamında ülkeler öğretim programında değişiklikler yaparak ideal insan
gücü yetiştirme fırsatı da yakalamaktadır.
Araştırmanın amacı, Türk öğrencilerin sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik
özellikleri kapsamında fen okuryazarlığını tutarlı olarak yordayan
değişkenlerin bulunup bulunmadığınıve bu değişkenlerin neler olduğunu
saptamaktadır. Bu araştırmada PISA uygulama dönemlerine (2003, 2006,
1
İstanbul Aydın Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
2
İstanbul Aydın Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
Sosyokültürel ve Sosyoekonomik Değişkenlerin Pısa Fen Okuryazarlığını Yordama Gücünün
Yıllara Göre İncelenmesi
80
2009, 2012) göre 15 yaşındaki Türk öğrencilerin sosyo-kültürel özellikleri
(anne ve babalarının eğitim düzeyi, iş yerindeki pozisyonu, ailelerinin
kültürel zenginliği, evlerindeki olanaklar) kapsamında fen okuryazarlığını
tutarlı olarak yordayan değişkenlerin bulunup bulunmadığı, varsa bu
değişkenlerin neler olduğunun saptanması amaçlanmıştır.
PISA uygulaması öğrenci evreni okul türüne bakılmaksızın okullarda
öğrenim gören ve uygulamanın yapılacağı tarih itibariyle 15 yıl 3 ay ve
16 yıl 2 ay arasında değişen, en az 7 yıllık örgün eğitimi tamamlamış
öğrencilerden oluşmaktadır.
Araştırma tarama modeli nicel bir çalışmadır. Araştırmada verilerin
analizi, aşamalı çoklu regresyon analizi ile yapılmıştır. Veriler SPSS
20,0 programında çözümlenmiştir. Türk öğrencilerin fen okuryazarlığı
puanlarını yordayan değişkenler PISA öğrenci anketlerinden her dönemde
(2003, 2006, 2009, 2012) ortak olarak yer alan sosyo-kültürel ve sosyo ekonomik özellikleri yoklamaya yönelik maddelerle belirlenmiştir.
Araştırmada, anne babanın iş yerindeki pozisyonu, anne babanın eğitim
düzeyi, evdeki olanaklar yordayıcı değişkenler olup yordanan değişken
fen okuryazarlığıdır. Bu kapsamda anne babanın iş yerindeki pozisyonu,
anne babanın eğitim düzeyi, evdeki olanaklar değişkenlerince, bağımlı
değişken olan fen okuryazarlığında açıklanan varyans miktarı belirlenmiş,
bu değişkenlerden hangisinin veya hangilerinin bağımlı değişkeni
açıklamada daha önemli olduğu ortaya konmaya çalışılmıştır.
Araştırma sonucunda analize alınan sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik
değişkenlerin PISA uygulamaları için anlamlı yordayıcı olduğu ve
öğrencilerin evlerindeki olanaklar, ailenin kültür zenginliği, anne babanın
eğitim düzeyi ve iş yerindeki pozisyonu değişkenlerinin Türk öğrencilerin
PISA fen okuryazarlığı puanlarını 2003, 2006, 2009 ve 2012 uygulama
dönemlerinde tutarlı bir şekilde yordadığı bulunmuştur.
Anne babanın iş yerindeki pozisyonu değişkeninin bağımlı değişkeni
açıklamadaki katkısı yıllara göre çok fazla değişmemektedir. Ebeveyn
eğitimi değişkenin katkısı 2006 yılından sonra azalmaya başlamıştır. Hiç
şüphesiz bu şekilde en çarpıcı dağılım ev olanakları değişkenine aittir.
2006 yılında ani bir düşüş yaşayan bu değişkenin katkısı daha sonra
Yeliz ÇEÇEN, Prof. Dr. Hamide ERTEPINAR
Eğitim Fakültesi Dergisi, Özel Sayı - 2017 (79-81) 81
artmaya başlamıştır. Ev olanakları değişkenin en fazla katkı sağladığı yılın
2003 olduğu ve bundan sonraki yılların hiçbirinde bu değere ulaşamadığı
görülmektedir.
Bu araştırma kapsamında ele alınan ailenin olanakları, ev ortamı ve iş
pozisyonu özellikleri arasında her dönemde fen okuryazarlığının en önemli
yordayıcısı evdeki olanaklardır. Bu açıdan Türkiye’de toplumun refah
seviyesinin artması eğitimi olumlu yönde etkileyeceği düşünülmektedir.
Toplumun gelir seviyesindeki uçurumu azaltacak politikalar geliştirilebilir.
Anne ve babanın çalışma ortamları iyileştirilmelidir ve iş imkânı
sağlanarak iş pozisyonları değerlendirilmelidir. Ekonomi ve ulusal eğitim
politikalarımız topumun sosyo-ekonomik durumunu iyileştirme amacı
güdülerek planlanmalıdır.
Türkiye’nin kapsamlı bir müfredat değişikliğine ihtiyacı vardır. PISA
sonuçları YÖK ve MEB’in işbirliğiyle uzmanlarca bütün yönleriyle
değerlendirilmelidir. Çağa uygun mevcut sorunlara çözüm üretebilecek
nitelikte politikalar üretilmelidir. Yapılan reformlar da süreklilik ve
tutarlılık da göz ardı edilmemelidir.