Abstract:
Otistik bebeğin insan gelişiminin ilk evresi olan “Normal Otistik Evrede”
takıldığı-saplandığı düşünülmektedir ya da bu evreyi kısmi adaptasyonlarla
geçirebildikleri için bütüncül olarak bu evrenin özelliklerini aşamadıkları.
Bebeğin anne ilişkisi içinde ruhsal dünyanın kabuğunu kıramaması ve
iç dünyasını dış uyaranlara açarak yaşamsal doyumu önce anneye daha
sonra dış dünyaya yöneltmeyi becerememesi, otizmde en temel unsurdur.
Bu yeti kazanılamadığı için sonraki “Normal Ortak Yaşamsal Dönem”e
geçilememektedir. Çünkü bu evre, anne ve bebeğin bütünleşmesinin ve
insan yavrusunun ilişki kurmasının ilk adımıdır. Otistik bebek hayatı
boyunca dış dünyaya kapılarını açamaz, kapıdan ilk görünenle-anneyle- de
karşılaşma şansını kaçırır. Ortak yaşamsal ilişkiye geçemez. Bu dönemde,
bebek anne tarafından fiziksel olarak doyuruldukça duygusal olarak da
ihtiyaç-hoşnut olma nesne ilişkisi başlar. Bu dönemin en önemli özelliği
kalıtımsal olarak insan yavrusunun anne ile ikili bir birim içinde duygusal
bir bağ oluşturma yetisidir. Daha sonraki tüm insan ilişkilerine zemin
hazırlayan bu yeti, otistik bebekte yeşermeye fırsat bulamaz.