Abstract:
Devletler, uluslararası ilişkiler sahasının en önemli oyuncuları olarak bekalarını
sağlamak, tehlikeleri öngörebilmek, tehditler karşısında tedbir almak, rakiplerine
üstün hale gelmek, topluma daha fazla refah sunmak için gerekli bilgileri toplamak ve
güç dengesi oluşturmak isterler. Temin edilen bu bilgilerin sistemli bir şekilde
değerlendirilmesiyle istihbarat üretilir. Devlet oluşumunun önemli bileşenlerinden
birisi olan istihbarat, güvenliğin de en önemli işlevlerinden birini oluşturmaktadır.
Ulusal ve uluslararası güvenliğin ileri derecede karmaşık hale geldiği günümüzde,
devletlerin istikrarsızlık ve çatışma ortamını kendi çıkarına kullanmak istemesi ve
mevcut durumdan en fazla faydayı sağlama gayreti de istihbarata ayrı önem atfedip
hayati ve stratejik bir etken olarak milli güç unsurları arasında yer almasını
sağlamaktadır.
21. Yüzyılın ilk çeyreğinde her alanda kendini hissettiren dijitalleşmenin sonucunda
hem güvenlik hem de istihbarat faaliyetlerinde otomasyonu gerektiren, veri ve bilginin
sürekli olarak arttığı bir döneme girilmiştir. Yani bilgi çağıyla birlikte istihbaratın altın
dönemi başlamıştır. Bu durum ulusal güvenlik stratejilerinin oluşturulma sürecinde ve
güvenliğin yaşamı ilgilendiren tüm alanlarında üstünlük sağlayabilecek istihbaratın
gerekliliğini artırmaktır. Gelecek ile ilgili yürütülen olası tehditleri belirlemeye
yönelik istihbarat faaliyetleri, ulusal güvenlik stratejileri için temel oluşturup ileriye
dönük hedeflerin gerçekleştirilebilmesi noktasında yüksek öneme sahiptir.
İstihbarat unsurunun devinimsel doğası; özellikle 11 Eylül saldırıları sonrasında artan
çalışmalarla beraber daha öncesinde üstüne düşülmeyen tartışmalı konulara da
değinerek, ilgili konular üzerinde detaylı araştırmalar yapılması gerekliliğini ortaya
koymuştur. Diğer yandan, çağdaş döneme ait bir unsur olarak istihbaratın tarihsel
gelişimi, İngiltere, ABD ve Rusya’yı incelemeyi gerekli kılmıştır. Bu üç ülke istihbarat
hakkında halihazırda, kısmen güvenilir sayılabilecek nitelikte önemli miktardaki
belgeyi, bilim insanları ve kamuoyu için ulaşılabilir duruma getirmiştir. Ayrıca bu
ülkeler bir önceki yüzyılda istihbarat alanında ki gelişmelerine nazaran daha fazlasını
üretebilmiştir. İstihbaratın öneminin anlaşılmasına katkı sağlayanlar arasında adı
anılması gereken diğer ülkeler ise; öncelikle Çin ve Fransa olup, bu ülkelerin ortak
noktalarından biri Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi çatısı altında daimî üye olarak
yer almalarıdır.