DSpace Repository

ÖĞRENCİLERİN CİNSEL İSTİSMARA UĞRAMA DURUMUNDA İLK VE ORTAOKULLARDA ÇALIŞAN ÖĞRETMEN VE OKUL YÖNETİCİLERİNİN TUTUM VE DAVRANIŞLARI

Show simple item record

dc.contributor.author Özgül, Dilek
dc.date.accessioned 2019-12-02T07:31:10Z
dc.date.available 2019-12-02T07:31:10Z
dc.date.issued 2015
dc.identifier.uri http://hdl.handle.net/11547/5203
dc.description.abstract Çocuk istismarı karmaĢık nedenleri ve trajik sonuçları olan, tıbbi, hukuki, geliĢimsel ve psikososyal kapsamlı, ciddi bir sorundur (Ziyalar 1999 ve Polat 2002, Aktaran: Kara ve diğerleri 2004). Çocuk istismarı türleri içinde özellikle de cinsel istismar, en zor fark edilenidir. Çocuğun kendinden yaĢça büyük biri tarafından cinsel tatmin amacıyla kullanılması olarak ifade edilebilen cinsel istismara, çocukta derin izler bırakabildiği için erken müdahale etmek, hayatidir. Cinsel istismar vakalarıyla karĢılaĢan, pek çok meslek mensubu vardır. Tıp hekimleri, adli tıp uzmanları, psikologlar, emniyet mensupları, hukukçular ve sosyal hizmet uzmanları, bu konuda donanımlı olmasına önem ve öncelik verilen uzmanlardır. Yapılan araĢtırmalara bakıldığında, genel manada çocukların cinsel istismara uğrama yaĢının 7-12 yaĢ arasını (Polat 2007) kapsadığını görmekteyiz. YaĢ sınırının 6-10 ve 12-14 yaĢları arası olduğunu ifade eden uzmanlar da vardır. Kesin olan Ģey Ģudur ki, bu yaĢ aralığı çocuğun ailesinden ilk kez ayrıldığı zamanlardır. Çocuk, özellikle de okul çağında onu koruyan 2 temel yapının etkisini hissetmektedir; ailesi ve öğretmeni. Günümüzde özellikle de çocuklara yönelik cinsel Ģiddet suçlarının arttığını ortaya koyan hem ulusal hem de uluslararası sonuçlar vardır. UNICEF, 190 ülkeden verileri araĢtırarak ix hazırladığı raporunda, 2012'de 120 milyondan fazla genç kızın fuhĢa zorlandığını ve cinayet kurbanlarının beĢte birinin 20 yaĢ altı genç ve çocuklardan oluĢtuğunu (AA, 2014) açıklayarak kitleleri sarsmıĢtır. Türkiye‟de ise genel manada veriler üzerinden konuĢmak halen çok zordur. Az sayıdaki verilerden biri Adalet Bakanlığı‟na aittir. Buna göre göre, Türkiye‟de çocuğa karĢı iĢlenen cinsel taciz, saldırı ve istismar suçlarının 2008‟de 7 bin 500, 2009‟da 13 bin 812 iken; 2011‟de 18 bin 334, 2012‟de ise 33 bin 992 olduğuna dikkat (Cumhuriyet, 2013) çekilmiĢtir. Görünen o ki çocuk cinsel istismarı, eğitim sistemi içinde erken müdahale edilmesi gereken güncel bir problem olarak karĢımıza çıkmaktadır. AraĢtırmamızın amacı, çocuğun cinsel istismara maruz kalması durumunda, çocuğa sadece eğitim vermek değil onu aynı zamanda korumaktan da sorumlu olan eğitimcilerimizin bu konudaki bilgi düzeyleriyle, olası durumdaki tutum ve davranıĢlarını ortaya koyabilmektir. AraĢtırmanın yöntemi, nitel araĢtırma yöntemi olup, yarı yapılandırılmıĢ olarak hazırlanan görüĢme formu kullanılarak yaklaĢık 17 saat görüĢme yapılmıĢtır. Örneklem olarak seçilen okulların biri ilkokul diğeri ortaokuldur. Okul yöneticisi ve öğretmenlerden oluĢan gönüllü 44 eğitimciden veri toplanmıĢtır. AraĢtırma sonucunda eğitimcilerimizin neredeyse tamamının böyle bir duruma erken müdahale edebilecek bilgiye sahip olmadıklarını ve kimlerden yardım alınabileceğiyle ilgili kafa karıĢıklığı yaĢadıkları görülmüĢtür. Bu konuda eğitim almaya ihtiyaç duydukları tespit edilmiĢtir. Eğitimcilerimizin önemli bir kısmının, böyle bir durumla karĢılaĢtığında okulun içindeki sistemlerin yetmediği düĢüncesiyle farklı yapılara baĢvurmayı tercih edecekleri görülmüĢtür. Eğitimcilerimizin suçu bildirme yükümlülüklerinden habersiz oldukları, kimi eğitimcilerimizin ise bazı durumlarda suçu görmezden gelebilecekleri görülmüĢtür. Ayrıca çocuk cinsel istismarı konusunda eğitim sistemimizde hem önleyici hem de erken müdahaleye yönelik olarak özellikle de okullarda uygulanan, ulusal düzeyde bir çalıĢma bulunmamaktadır. 2011 yılında AĢamalı Devamsızlık Yönetimi (ADEY) isimli proje Milli Eğitim Bakanlığı‟nca uygulanmaya konmuĢ, lakin birkaç ay sonra mahkeme kararıyla kaldırılmıĢtır. Böylelikle risk altındaki çocukların korunması konusu halen yeri doldurulamamıĢ alanlardan biridir. Önerilerimiz ise tüm eğitimcilerimize bu konuda nitelikli eğitim verilmesidir. Bunun için Milli Eğitim Bakanlığının diğer bakanlıklarla ortak çalıĢmalar yürütmesi çok büyük önem x taĢımaktadır. Okullarda rehber öğretmenlerin yanında sosyal hizmet uzmanlarının da bulunması, bu tür durumlarda okulun erken müdahale etmesini kolaylaĢtırarak, çocuk mağduriyetlerini azaltacaktır. Müfredata bu konunun yerleĢtirilmesi çocuğa kendini koruma ve gerektiğinde kimlerden yardım alabileceği bilgisini kazandıracaktır. Ayrıca çocuk kitapları ve dergilerinde bu konuya yer verilmesi, çocukları bu konuda güçlendirecektir. Kamu spotları, baĢta olmak üzere görsel ürünlerle kitlesel farkındalığın artırılması çok büyük değer taĢır. Alandaki öğretmene Hizmet Ġçi Eğitimlerle bu konu hakkında bilgi verilmelidir. Ayrıca hem Eğitim Fakültelerinde hem de Pedagojik Formasyon eğitimlerine bu konuyla ilgili bir ders konulması öğretmen adaylarının bilgi ve farkındalık düzeylerini artıracağı için son derece önemlidir. tr_TR
dc.language.iso tr tr_TR
dc.publisher İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ tr_TR
dc.subject Çocuk Cinsel İstismarı tr_TR
dc.subject Eğitimci tr_TR
dc.subject Erken Müdahale tr_TR
dc.subject Child Sexual Abuse tr_TR
dc.subject Educators tr_TR
dc.subject Early Intervention tr_TR
dc.title ÖĞRENCİLERİN CİNSEL İSTİSMARA UĞRAMA DURUMUNDA İLK VE ORTAOKULLARDA ÇALIŞAN ÖĞRETMEN VE OKUL YÖNETİCİLERİNİN TUTUM VE DAVRANIŞLARI tr_TR
dc.type Thesis tr_TR
dc.description.abstractol Child abuse which has complicated reasons and tragic results is a medical, legal, developmental and psychosocial, serious problem. (Ziyalar 1999 and Polat 2002, Quoter: Kara and the others 2004.) Especially sexual abuse in the types of child abuse is the most difficult one to be noticed. Sexual abuse is being used a child for sexual satisfaction by somebody older. Early intervention is important because this can leave deep impact on a child. There are many members of professions who come across sexual abuse. Medical doctors, forensic science experts, psychologists, constables, legists and social service experts are prioritized to be accoutered about this subject. According to researches generally the age of the children who are abused is between 7-12. There are also some researchers who express the age limit is 6-10 and 12-14. It‟s certain that the age range is the time when the child leaves his/ her family for the first time. The child especially at school age feels being of two fundamental structures who protect him / her ; family and teacher. At the present time there are both national and international results which reveal the augmentation of sexual violence especially targets children. UNICEF researched the data from 190 countries and prepared a report. This report revealed that in 2012 more than 120 million xii young girls were forced to make sex and one fifth of victims of murder consist of the young and children who are under 20 (AA 2014). But in Turkey it is still difficult to talk about the data. One of the few data belongs to the Ministry of Justice. According to this in Turkey the crime of sexual assault, attack and abuse against children was 7500 in 2008, 13812 in 2009, 18334 in 2012 (Cumhuriyet 2013). It is seemed that child abuse is a current problem which need to be intervened. The target of our research is not only educating this child but also the educators who are responsible for saving the child in case of sexual abuse. The method of our research is qualitative. The semi-structured interview form was used and interviewed nearly for 17 hours. One of the sample schools was primary school and the other was secondary school. The data was collected from 44 volunteers who were composed of school directors and teachers. At the end of research, it was revealed that nearly all of the educators didn't have the knowledge of intervention in this situation. And they were confused about from whom they could get help. It was understood that they need to be educated about this subject. Most of the educators think that because of the lack of the systems at school, they prefer applying to different authorities. The educators are not aware of the responsibility of reporting. And some of the educators may ignore the crime in some situations. Also there is no national research on the subject of child abuse, especially being carried out in schools, in both preventive and early intervention. A project, named as; Gradual Absence Management(ADEY), was transferred into practice by The Ministry of Education but it was revoked by verdict in 2011. As a result, the subject of protection of the child under risk is another unfulfilled area. Our suggestion is being given more qualified education to our educators. For this reason, Ministry of Education's cooperating with other ministries is holding great importance. Being a social service specialist with consultant in the school will reduce child's victimization by helping the school early intervening. Adding this subject to curriculum will gain the information of how children protect themselves and from whom they can get help. In addition, adding this subject to child magazines and books will make stronger the child against this subject. Increasing the public awareness with the help of visual products as public service announcements has great importance. Information should be given to the teachers who work xiii in the field by in-service education. Adding lesson on this subject to education faculties and pedagogic formation education is very important because they will increase the awareness level. tr_TR
dc.publisher.firstpagenumber 1 tr_TR
dc.publisher.lastpagenumber 282 tr_TR
dc.identifier.bibliographictag Özgül, Dilek, ÖĞRENCİLERİN CİNSEL İSTİSMARA UĞRAMA DURUMUNDA İLK VE ORTAOKULLARDA ÇALIŞAN ÖĞRETMEN VE OKUL YÖNETİCİLERİNİN TUTUM VE DAVRANIŞLARI(2015), İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ tr_TR


Files in this item

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

Search DSpace


Advanced Search

Browse

My Account