DSpace@İHÜ

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNDE BAĞLANMA STİLLERİNİN DAMGALAMA DAVRANIŞIYLA İLİŞKİSİNİN ÖFKE İFADE TARZI AÇISINDAN İNCELENMESİ

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.author Aydın, Merve
dc.date.accessioned 2019-06-01T10:48:40Z
dc.date.available 2019-06-01T10:48:40Z
dc.date.issued 2018
dc.identifier.uri http://hdl.handle.net/11547/2399
dc.description.abstract In this study, it is aimed to examine the relation of attachment styles in college students with stigmatization behavior in terms of anger expression style. The research sample consists of 360 volunteering students in 6 different departments (Sociology, Turkish Language Teaching, Primary School Teaching, Industrial Engineering, Software Engineering, Political Science and International Relations) of the Faculty of Science and Letters, the Faculty of Education, the Faculty of Engineering, and the Faculty of Economics and Administrative Sciences at Istanbul Aydın University. Stratified Sampling Method was used in creating the study’s universe. Personal Information Form, Experiences in Close Relationships Scale II, Stigma Scale, Trait Anger and Anger Expression Scale were used as data collection tools. Data were evaluated on the SPSS program using independent sample t-test, ANOVA, and regression analysis. The statistical analysis results of the data can be summarized as follows: It has been found that women have more avoidant attachment scores than men. It was found that Anger-In subscale, gender makes a significant difference. It has been found that men have higher anger-in scores than women. In the Labeling, Discrimination and Exclusion subscale, gender shows a significant difference. It has been found that men have higher labeling, discriminatory and exclusionary scores scales than women. It has been found that participants' ages differ significantly in the anxious attachment subscale. It has been found that those in the 18-age group have higher anxious attachment scores than those in the 20-age group. It has been found that the association status of the participants’ parents significantly differs in the avoidant attachment subscale. It has also been found that, contrary to what is expected, participants whose parents are alive and live together have higher avoidant attachment scores than those with parents who are alive and separated. According to those who had been obliged to take responsibility at an early age, have higher scores for SL-Anger and Trait Anger, and that this difference significantly differentiated the two groups. It has been found that those who have experienced any type of violence in the past have higher Anxious Attachment and Trait Anger than those who have not been victims of violence, and this difference significantly differentiates the two groups. Another surprising finding is that those who responded because of their sexual identity have a higher Discrimination-Exclusion than those who did not, and this difference significantly differentiated the two groups. There are also four variables to predict Trait Anger in the study. The strongest predictor variables are anger-out, maternal education level, anger-in and anger control respectively. The most important variables which determine Anger-In are anxious attachment, trait anger, reaction to sexual identity, sudden loss and outward reflection of the anger. The most important variables which predict Anger-Out are low family income, trait anger, anger-in and low anger control. The most important variables that predict anger control are the low level of trait anger and anger-out. tr_TR
dc.language.iso en tr_TR
dc.publisher İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ tr_TR
dc.subject Attachment tr_TR
dc.subject Stigmatization tr_TR
dc.subject Anger tr_TR
dc.subject Bağlanma tr_TR
dc.subject Damgalama tr_TR
dc.subject Öfke tr_TR
dc.title ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNDE BAĞLANMA STİLLERİNİN DAMGALAMA DAVRANIŞIYLA İLİŞKİSİNİN ÖFKE İFADE TARZI AÇISINDAN İNCELENMESİ tr_TR
dc.type Thesis tr_TR
dc.description.abstractol Araştırmada, üniversite öğrencilerinde bağlanma stillerinin damgalama davranışıyla ilişkisinin öfke ifade tarzı açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemi İstanbul Aydın Üniversitesi’ nin Fen-Edebiyat Fakültesi, Eğitim Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ve İktisadi ve İdari bilimler Fakültesi’ ne bağlı 6 farklı bölümde (Sosyoloji, Türkçe Öğretmenliği, Sınıf Öğretmenliği, Endüstri Mühendisliği, Yazılım Mühendisliği, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler) okumakta olan 360 gönüllü öğrencilerden oluşmaktadır. Çalışmanın evreni oluşturulurken Tabakalı Örnekleme Tekniği kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak Kişisel Bilgi Formu, Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri II, Damgalama Ölçeği, Sürekli Öfke ve Öfke İfade Tarz Ölçeği kullanılmıştır. Veriler SPSS programıyla bilgisayarda bağımsız örneklem t-testi, ANOVA, regresyon analizi kullanılarak değerlendirilmiştir. Verilerin istatiksel analiz sonuçları şöyle özetlenebilir: Kadınların erkeklere oranla daha fazla kaçınmacı bağlanma skoruna sahip oldukları tespit edilmiştir. Öfke İçte alt ölçeğinde cinsiyetin, anlamlı bir fark yarattığı bulunmuştur. Beklenilenin aksine erkeklerin kadınlara oranla daha fazla öfke içte skoruna sahip oldukları tespit edilmiştir. Etiketleme, Ayrımcılık ve Dışlama alt ölçeğinde cinsiyetin anlamlı bir fark yarattığı bulunmuştur. Erkeklerin kadınlara oranla daha fazla etiketleme, ayrımcı ve dışlayıcı skora sahip oldukları tespit edilmiştir. Katılımcıların yaşlarının kaygılı bağlanma alt ölçeğinde anlamlı şekilde ayrıştıkları tespit edilmiştir. 18 yaş grubunda bulunanların 20 yaş grubuna oranla daha fazla kaygılı bağlanma skoruna sahip oldukları tespit edilmiştir. Katılımcıların ebeveynlerinin birliktelik durumları kaçınmacı bağlanma alt ölçeğinde anlamlı şekilde ayrıştıkları tespit edilmiştir. Yine beklenenin aksi olarak anne ve babası sağ olup birlikte olanların, anne ve babası sağ olup ayrı olanlardan daha fazla kaçınmacı bağlanma skoruna sahip oldukları tespit edilmiştir. Erken yaşta zorunlu olarak sorumluluk üstlenen kişilerin, sorumluluk üstlenmek zorunda kalmayan kişilere göre; daha yüksek SL-Öfke ve Öfke İçte puanlarına sahip olduğu ve bu farkın anlamlı şekilde her iki grubu da ayrıştırdığı tespit edilmiştir. Geçmiş yaşantısında herhangi bir türde şiddete maruz kalanların, şiddet mağduru olmayanlara göre daha yüksek Kaygılı Bağlanma ve SL-Öfkeye sahip olduğu ve bu farkın anlamlı şekilde iki grubu ayrıştırdığı tespit edilmiştir. Şaşılacak başka bir tespit ise cinsel kimliği nedeniyle tepki gören kişilerin, tepki görmeyenlere göre daha yüksek Ayrımcılık Dışlamaya sahip olduğu ve bu farkın anlamlı şekilde iki grubu ayrıştırmasıdır. Ayrıca yapılan çalışmada SL Öfke’ yi yordayan dört değişken bulunmaktadır. En güçlü yordayıcı değişkenler sırasıyla öfke dışa, anne eğitim seviyesi, öfke içte ve öfke kontroldür. Öfke İçte’ yi yordayan en önemli değişkenler sırasıyla kaygılı bağlanma, sürekli öfke, cinsel kimliğe gösterilen tepki, ani kayıp ve öfkenin dışa yansıtılmasıdır. Öfke Dışa’ yı yordayan en önemli değişkenler aile gelirinin düşüklüğü, sürekli öfke, öfke içte ve düşük öfke kontroldür. Öfke Kontrol’ ünü yordayan en önemli değişkenler ise sürekli öfke ve öfke dışa değerlerinin düşük olmasıdır. tr_TR
dc.publisher.firstpagenumber 1 tr_TR
dc.publisher.lastpagenumber 161 tr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster