Abstract:
Bu tezin amacı; ikinci dili İngilizce olan Türklerin ve anadili İngilizce olan
konuşurların ilgi tümcecikleri iliştirme tercihinin çözümünde, söylem bilim
bilgisinin rolünü araştırmak ve tümce işleme stratejilerini iki ad öbeğinden ve
bir ilgeç öbeğinden oluşan [yerel olan ad öbeği + ilgeç öbeği + yerel olmayan ad
öbeği] ve ilgi tümceciğine göre ayarlanmış karmaşık isim tamlaması yapısı
içeren cümlelerde karşılaştırmaktır. Örneğin;
“Birisi balkonda duran [ilgeç öbeği] aktris [yerel ad öbeği] –in [ilgeç öbeği –
sahiplik eki] hizmetçisini [yerel olmayan ad öbeği] vurdu”.
Bu çalışma ikinci dil ve anadil konuşanların, söylem bilimsel bilgiyi ilgi
tümceciği iliştirme belirsizliğinin çevirim içi ya da çevirim dışı deneylerinde,
aynı ya da farklı işleyip işlemediklerini araştırmayı amaçlamaktadır. Söylem
bilimsel ilişkilerden anlam çıkarma, ilgi tümceciği iliştirme belirsizliğinde söz
dizimsel bilgiden üstün geleceği beklenilen örtülü nedensellik kavramının bir
diğer ayırt edici özelliğidir, çünkü örtülü nedensellik fiilleri sebep konusunda ek
bilgi gerektirmektedir. Daha önceki çalışmaların onayladığı gibi, söylem
bilimsel sonuç çıkarma söz dizimsel işlemeyi etkileyebilir, örtülü nedensellik
içeren fiiller yüksek bağlanmaya (yerel olmayan ad öbeği) ve örtülü nedensellik
içermeyen fiiller ise alçak bağlanmaya (yerel ad öbeği) atfetme beklentisine
sebep olmaktadır.
Bir dizi çevrimdışı (bir cümle tamamlama ve bir çoktan seçmeli test) ve bir
çevrimiçi (kendi yönlendirmeli, kelime-kelime, çevrimiçi okuma testi) 30 ikinci
dil konuşanına ve 30 tek dil konuşanına verilmiştir. Veriler tekrarlanan ölçülü
ANOVA‟da; koşul (örtülü nedensellik içeren ve içermeyen cümleler), tip (yerel
ve yerel olmayan iliştirme tercihi içeren cümleler) ve denek değişkeni ile 2x2x2
şeklinde analiz edilmiştir. Örtülü nedensellik içeren ve içermeyen koşullarda,
ana dil konuşurları için ilgi tümceciği iliştirme belirsizliği çözümünde söylem
bilginin belirgin bir etkisi vardır, öte yandan, ikinci dil konuşurları her iki
koşulda da sadece yerel olmayan iliştirme göstermişlerdir ki bu ikinci dil olan
İngilizcenin işlenmesinde herhangi bir söylem bilim bilgisi etkisinin olmadığı
anlamına gelir.
Bulgular ana dil İngilizcede, kısıtlamaya dayalı işleme teorilerinin ve
modellerinin tahminleriyle uyumludur örneğin; Göndergesel Teori (Crain &
Steedman, 1985; Altmann & Steedman, 1988). Bununla birlikte, ikinci dil
konuşurlarının sonuçları, Sığ Yapı Hipotezi (Clahsen & Felser, 2006) ile
açıklanabilir.