Abstract:
Tezin amacı, konuyu 28 Mayıs 2014 tarihinde yürülüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin
Korunması Hakkındaki Kanun ve bunun gölgesinde 8 Eylül 1995 tarihinde yürürlüğe
giren 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, devamında 2003 yılında
yürürlüğe giren 4822 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunla değiştirilen
4077 sayılı Kanun ile 4 Şubat 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar
Kanununa göre satıcı ve sağlayıcının ayıplı mal ve ayıplı hizmetler karşısında hangi
hallerde sorumluluklarının doğacağı bunun karşısında da tüketiciye tanınan seçimlik
haklar incelenerek gerektiğinde bilimsel önerilerde bulunmaktır.
Tez giriş, dört ana kısım ve sonuçtan oluşmaktadır. Girişte tüketicinin korunması
hakkında genel bilgiler verilerek tüketicilerin korunmasında ne gibi olumlu ve olumsuz
gelişmeler yaşandığı hususunda bilgi verilmiştir.
Sonrasında genel olarak ayıplı mal ve ayıplı hizmetler kavramlarına değinilerek, ayıplı
mal ve ayıplı hizmetlerin uygulama alanı ve türleri konusunda incelemelerde
bulunulmuştur.
Bir sonrasında ayıplı mal ve ayıplı hizmetler karşısında satıcı ve sağlayıcının sorumlu
tutulabilmesi için hangi koşulların gerektiğine vurgu yapılmıştır. Bunun yanında satıcı,
üretici ve ithalatçıların satılan mallar karşısında tüketicilere servis sunma
zorunluluğundan söz edilip, yapılan reklamlar karşısında bu kişilerin hangi hallerde
sorumlu olup olmayacakları düzenlenmiştir.
Bunun bir sonraki aşamasında ayıplı mal ve ayıplı hizmetler karşısında tüketicinin sahip
olduğu haklardan söz edilmiştir. Ayrıca bu durumlarda sorumlu tutulabilecek kişilerin
kimler olduğu, dava zamanaşımı ve ispat yükünün kimlerin üzerinde olduğu konusunda
bilgi verilmeye çalışılmıştır.
Son aşamada da ayıplı ifanın benzer ifa ihlalleri ile karşılaştırılması yapılmıştır. Burada
ayıplı ifanın yanlış ifa ile olan benzer ve farklılıklarına parça ve çeşit satımlarına göre
ayrım yapılarak incelenmiş, ardından ayıplı ifanın eksik ifa ile aralarındaki ilişki
hususunda değerlendirilmelerde bulunulmuştur. Tezin sonuç kısmında ise, tüketicinin korunabilmesi açısından 25.07.1985 tarihinde
çıkartılan AB Direktifiyle birlikte Türk Hukukunda tüketicileri etkileyen sorunlar
üzerinde durulmuştur