Özet:
Geniş spektrumlu beta laktamaz (GSBL)-üreten enterobakterilerin yol açtıkları
infeksiyonlar ve bu infeksiyonlara bağlı gelişen ölümler Dünya çapında bir problem
olmaktadır. GSBL tipi enzimler penisilinler, sefalosporinler ve monobaktamlar gibi
antibiyotikleri hidroliz eden enzimlerdir. GSBL-pozitif enterobakteriler yalnızca
hastane ve toplumsal kaynaklı değil, hayvansal kaynaklı gıdalar aracılığıyla da
yayılmaktadır. Bu nedenle önemli bir gıda güvenliği ve halk sağlığı sorunu olarak
kabul edilmektedir. Beta-laktam antibiyotiklerin yaygın ve bilinçsiz kullanımı
GSBL-üreten bakterilerin yayılmalarında en önemli faktörlerdendir. Tavukçuluk
sektöründe koruyucu ve tedavi amaçlı antibiyotik kullanımının yüksek olduğu
bilinmektedir. Genel amaçlı ve disk yaklaşımlı GSBL tarama testlerinin duyarlılık ve
özgüllükleri düşük olduğu için, bulguların antibiyogram doğrulama ve MİK tespiti
ile doğrulanması gerekmektedir. Bu araştırmada tavuk etlerinden izole edilen GSBLüreten
enterobakteriler Clinical and Laboratory Standards Institute talimatları takip
edilerek fenotipik olarak incelenmiştir. 2014 yılı icinde Marmara Bölgesi ve İstanbul
ilinde yerleşik marketler, halk pazarları ve tavuk yetiştirme çiftliklerinden toplam
109 adet tavuk eti ve sakatat örnekleri toplanmıştır. Toplanan örnekler ön
zenginleştirme işleminden sonra kromojen GSBL Agar’da selektif zenginleştirme
işlemine alınmıştır. Selektif agarda gelişen izolatlara oksidaz testi uygulanmış ve
oksidaz negatif GSBL şüpheli izolatlar seçilmiştir. GSBL şüpheli izolatlar Vitek MS
(bioMeriux) kütle spektrometresi ile tiplendirilmiştir. Tiplendirmesi yapılan GSBL
şüpheli izolatların doğrulamaları Merlin Micronaut-S beta-lactamase VII Kit talimatı
takip edilerek yapılmış, MIC okumaları multiscan spektrometre ile alınmış ve veriler
Sifin MIC yazılımı ile otomatik olarak değerlendirilmiştir. Tüm fenotipik testler
Clinical and Laboratory Standards Institute talimatlarına göre tamamlanmıştır. Disk
difüzyon doğrulama ve MİK tespiti sonuçlarına göre toplam 33 adet şüpheli izolat
kesin GSBL pozitif olarak tespit edilmiştir. Disk difüzyon taraması izolatların %96,6
CPD, %87,8 CTX ve %45,4 CAZ’a dirençli iken, disk difüzyon konfirmasyonuna
göre %93 CPD±CLA’a, %90 CTX±CLA ve %72 CAZ±CLA’a dirençli bulunmuştur.
GSBL pozitif izolatlar arasında en baskın fenotip %84,8 E. coli, %6,1 K.
pneumoniae, %6,1 E. cloacae ve %3,0 C. werkmanii olarak tanımlanmıştır. İki E.coli
suşunun eş zamanlı GSBL ve Amp-C beta-laktamazları ürettikleri tespit edilmiştir.
MİK değerlerine göre izolatların %63,6’sı CAZ’a (16-128 μg/mL) ve %72,7’si
CTX’e (≥128 μg/mL) kesin dirençli oldukları görülmüştür. İncelenen tavuk eti
örneklerinin GSBL-üreten Enterobacteriaceae suşların varlıkları bakımından risk
teşkil ettikleri, bu tip dirençli bakterilerin yayılmalarından tavuk etlerinin önemli
rolleri oldukları ve bu tür beta-laktamazları kodlayan direnç genlerinin plazmid
aracılı mekanizmalar aracılığıyla türdeş ve farklı bakterilere transfer edilebilecekleri
göz önünde bulundurulmalıdır. Sonuç olarak; antibiyotik dirençliliğin yayılmasında
hayvansal kaynaklı gıdaların olumsuz etkileri olduğu bu çalışmada ortaya
konulmuştur.