Abstract:
Hayvanlarda tedavi edici, semirtici ve benzeri amaçlarla kullanılan antibiyotikler bu
hayvanlardan elde edilen gıdalarda kalıntı bırakabilmektedir. Böyle gıdaların insanlar
tarafından tüketimi ise ciddi sağlık sorunlarına neden olabilmektedir. Çiğ süt,
antibiyotik kalıntısı içermesi en muhtemel gıdaların başında gelmektedir.
Bu çalışma İstabul‟da satışa sunulan içme sütü örneklerinde tetrasiklin ve
sülfonamid grubu antibiyotiklerinden Doksisiklin (DC), Oksitetrasiklin (OTC),
Tetrasiklin (TC), Klortetrasiklin (CTC), Sulfatiazol (ST), Sülfakinoksalin (SQX),
Sülfapiridin(SP),Sülfametoksazol(SMX),Sülfamerazin(SMZ),Sülfadoksin(SDX),Sülfa
dimetoksin (SDM),Sülfadiazin(SD),Sülfakloropridazin (SCP),Sülfamethazin (SMT),
kalıntı düzeylerini belirlermek amacıyla gerçekleştirilmiştir.
Bu amaçla, bir yıllık bir dönem içinde çeşitli satiş noktalarında 26 adet çiğ süt ve
farklı firmalara ait 30 adet pastörize süt, 93 adet UHT süt olmak üzere toplam 149
adet örnek toplanmış ve laboratuvarda en son teknolojilerden biri olan LC-MS/MS
yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir.
İncelenen çiğ sütlerin 16‟sında antibiyotik kalıntısı saptanmış; birer örnekte SMX,
SQX, SDX; oniki örnekte TC, ondört örnekte OTC, altı örnekte DC, altı örnekte CTC
tespit edilmiş, diğer antibiyotiklere rastlanmamıştır. Pastörize süt örneklerinin 14
tanesinde antibiyotik kalıntısı tespit edilmiş, bunların 14 tanesinde OTC, 4‟ünde
SDX, ikişer adedinde SMT, SQX ve CTC, birisinde SDM kalıntısı gözlemlenmiştir.
UHT süt örneklerinin 30‟unda antibiyotik kalıntısına rastlanmış; 13‟ünde SMT,
9‟unda SD, 5‟inde SDM ve CTC, 4‟ünde SDX, 3‟ünde OTC, 2‟sinde SMX ve TC,
1‟inde SQX tespit edilmiştir. Çiğ sütlerde aynı örnekte en fazla 4, pastörize sütlerde
5, UHT sütlerde 4 antibiyotik kalıntısı saptanmıştır. Bütün süt örneklerinde en çok
rastlanan antibiyotik OTC olup en yüksek düzeyi 11.19 μg/kg olarak belirlenmiştir.
Tüm süt örneklerinde en yüksek miktar 13,76 μg/kg ile DC için saptanmıştır. Çiğ
sütler daha az türde antibiyotik kalıntısı ihtiva etmesine rağmen saptanan kalıntıların
konsantrasyonları diğer sütlerdeki konsantrasyonlardan yüksek bulunmuştur.
Yapılan analizler neticesinde İstanbul‟da satışa sunulan sütlerin yaklaşık olarak
yarısının tetrasiklin ve sülfonamid grubu antibiyotik içerdiği, ancak hiçbirisindeki
antibiyotik seviyesinin yasal limit olan 100 μg/kg ‟ı geçmediği tespit edilmiştir.
Elde edilen bulgular incelenen örneklerin yasal açıdan bir sorun oluşturmadığı
göstermektedir. Bu durum içme sütü üreticilerinin piyasaya sundukları ürünlerin
antibiyotik içeriği konusunda hassasiyet gösterdiklerine işaret etmektedir. Diğer
taraftan yasal limitler dahilinde olmakla birlikte sütlerin yarıya yakın kısmının
antibiyotik içermesi, özellikle çiğ sütlerde saptanan değerlerin nispeten yüksek
olması antibiyotik verilmiş hayvanlardan gerekli arınma süresi dolmadan elde edilen
sütlerin tüketime verildiği şekilde değerlendirilebilir.