Abstract:
Yerel yönetimler, demokrasi kültürünün doğduğu ve geliştiği örgütsel yapılardır.
Toplumun yönetim ve karar alma süreçlerine katılma imkanının daha yüksek olduğu
bu örgütsel yapılar, bir çok bireysel ve toplumsal değerlerin ortaya çıkmasına da
zemin hazırlamaktadır.
Toplumsal ihtiyaçları karşılamak amacıyla kurulan yerel yönetimler, halka sunmuş
oldukları hizmetleri karşılıksız olarak hiçbir kar amacı gütmeden yerine
getirmektedirler.
Yerel yönetimlerin halka yakın olması, içinde bulunduğu toplumun ahlaki ilkelerine
ve kültürel değerlerine uygun hareket etme noktasında daha dikkatli davranmasını
gerektirmektedir. Bu yakınlık, toplum için yerel yönetimlerin uygulamalarındaki
olumlu ve olumsuz yönleri değerlendirme açısından kolaylık sağlamaktadır.
Yerel yönetimlerin yönetim mekanizmalarında, karar alma ve uygulama süreçlerinde
bazı zafiyetlerin olması muhtemel bir durumdur. Bu zafiyetler süreç içerisinde etik
ilkelerin ihlaline ve etik dışı davranışların oluşmasına neden olmaktadır.
Yerel yönetimlerde mali kaynakların etkin ve verimli kullanılması, kaliteli ve
nitelikli hizmet sunulması, şeffaf, hesap verebilir ve kamu yararı ilkesini gözeten bir
yönetim anlayışının oluşturulması noktasında, etik ilkelerin önemi ortaya
çıkmaktadır.
Etik ilkeler, toplumlar arasında farklılıklar göstermekle birlikte, adil davranma ve
bireyin hakkını koruma düşüncesiyle geliştirilen değerlerdir. Bu değerlere aykırı
davranılması, toplumun zararına etik dışı bir tutumdur.
Günümüzde yerel yönetimlerde etik dışı davranışlar içerisinde en yaygın olanları:
rüşvet, irtikap, zimmet, kayırmacılık, çıkar çatışması, bireysel menfaat elde etme
amacıyla görevi kötüye kullanma, partizanlık ve kamu yararını gözetmeme şeklinde
sayabiliriz.
Kentsel yaşamda, günümüzde artan toplumsal ihtiyaçların karşılanması ve kaliteli
hizmet sunulması açısından, yerel yönetimlerin etik dışı uygulamalara yönelik
olarak, etkin çözümler üretmelerini bir zorunluluk olarak değerlendirebiliriz.
Etik dışı davranışlara yönelik olarak, son zamanlarda yerel yönetimlerde oluşturulan
etik komisyonları, yolsuzluk, usulsüzlük ve yozlaşmaya karşı mücadelede en belirgin
ve en etkin denetim mekanizmalarıdır. Bu komisyonlar belirlenen kriterler
doğrultusunda, yerel yönetimlerde görülen etik dışı davranışlara bazı yaptırımlar
uygulamaktadır. Etik değerleri yaygınlaştıran ve sürekliliğini sağlayan bu tür
çalışmalar, aynı zamanda toplumun bu değerleri öğrenme ve benimsemesi
noktasında da katkı sağlamaktadır.
Toplumsal, Ahlaki, Siyasi ve Yönetsel yozlaşmaların önlenebilmesi, yasal ve idari
yaptırımların yanı sıra, etik ilkelerin bu alanlarda etkin bir şekilde uygulanması ile
ancak mümkün olmaktadır. Modern çağda etik kavramı, oluşan farkındalıkla birlikte
anlam ve önemi gün geçtikçe artan bir nitelik kazanmıştır.