Özet:
Almancanın İngilizceyle tanımlıklar açısından benzer yapılara sahip olması
ve tanımlıkların anlamsal ayrımları belirlilik konumuna (definiteness setting)
göre gerçekleşmesi nedeni ile bu çalışmada amacımız ana dili (D1) Türkçe,
ikinci dili (D2) Almanca olan çocukların üçüncü dil (D3) İngilizcedeki
tanımlıkları (a, the) öğrenirken edinimin ilk aşamasında D2 Almancadan
olumlu aktarımın olup olmadığını araştırmaktır. Buna ek olarak bir başka
hedefimiz ise Türkçe ve İngilizcedeki tanımlıklar arasındaki farklılıkların
İngilizceyi D2 olarak öğrenen Türk (D1) çocukların özgüllük konumu
(specificity settings) ve belirlilik konumu (definiteness settings) arasında
ortaya çıkan karasızlığı tanımlıklar arasında ikilemde kalma görüşüne bağlı
olarak (Fluctuation Hypothesis) (Ionin et al, 2004) nasıl etkilediği
incelemektedir.
Bu amaçlar doğrultusunda, çalışmaya Almancayı D2 olarak öğrenen
36 Türk (D1) çocukları ve İngilizceyi ikinci dil (D2) olarak öğrenen 41 Türk
(D1) çocukları deney gurupları ve İngilizceyi ana dil (D1) olarak konuşan 10
çocuktan oluşan bir kontrol grubu dahil edilmiştir. Veriler Ionin et al. ‘dan
(2004) adapte edilen çoktan seçmeli (forced-choice elicitation task) ve kısa
paragraph yazma (written production task) testler kullanılarak toplanmıştır.
Doğru tanımlıklar (a/ the) kullanımını ölçen çoktan seçmeli test (forced-choice
elicitation task) [+belirli,-özgül] ( [definite-non-specific]), [+belirli,+özgül] (
[definite-specific]), [-belirli,+özgül] ( [indefinite-specific]) ve [-belirli,-özgül]
([indefinite-non-specific]) bağlamlarını içermekteydi.Yine doğru tanımlıkların
(a/ the) kullanımını ölçen yazı test (written production task) ise 4 farklı
görevlere kısa paragraf yazma içermekteydi. Deney grup öğrencilerin
İngilizce dil seviyelerini Oxford Placement Quick Testi kullanılarak; Almanca
dil seviyelerini Goethe Enstitüsü tarafından verilen yeterlilik testiyle ölçüldü.
Veriler ANOVA kullanılarak analiz edildi. Yazılı test tanımlıların kullanımları
kategorize edilip sayılarak analiz edildi ve sonuçları yüzdeliklerle sunuldu.
Çoktan seçmeli test(forced-choice elicitation task) bulguları, D3
İngilizcede aynı düzeye (A1) sahip öğrencilerden, ileri düzey Almancası (B1)
olan öğrencilerin, Almancası düşük (A1) olan öğrencilerden 4 farklı
bağlamda doğru tanımlık (a/ the) seçiminde daha başarılı oldukları ortaya
çıkmıştır. Aynı testte İngilizce yi ikinci dil olarak öğrenen ve A1 düzeyine
sahip olan grubun diğer iki gruba göre 4 farklı bağlamda doğru tanımlıkların
seçimlerinde daha az başarılı olduğunu göstermiştir. Bu bulgular D3
İngilizcedeki tanımlık sisteminin edinimin başlangıç aşamasında D2
Almancadan D3 İngilizceye olumlu aktarım olduğunu göstermektedir. Ayrıca,
sonuçlar İngilizceyi D2 olarak öğrenen grubun diğer bağlamlara göre [-
belirli,+özgül] (indefinite-specific) bağlamda zorlandıklarını göstermektedir.
Bu bulgu ise ana dili Türkçe olan çocukların ACP (Ionin et al, 2004) iki
konumu, özgüllük konumu (specificity setting) ve belirlilik konumu
(definiteness setting), arasında ikilemde kalma görüşüne bağlı olarak (FH) (Ionin et al, 2004) edinimin ilk aşamasında gidip geldiklerini göstermektedir.
Yazılı test (written production task) sonuçları çoktan seçmeli test ( forced –
choice elicitation task) sonuçlarını desteklemektedir.