DSpace@İHÜ

THE CRISIS OF IDENTITY IN POSTCOLONIAL LITERATURE

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.author Dızayı, Saman Abdulqadir Hussein
dc.date.accessioned 2019-04-20T08:48:11Z
dc.date.available 2019-04-20T08:48:11Z
dc.date.issued 2017-04
dc.identifier.uri http://hdl.handle.net/11547/1494
dc.description.abstract Birçok ülkenin koloniden ülkeye geçiş yaparken bağımsızlığını kazandığı yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren yeni bir dönem oluştu. Birçok edebiyat eleştirmenlerine ve kuramcıya göre, sömürgecilik (kolonizasyon) terimi, sömürgecilik döneminden günümüze kadar var olan imparatorluk sürecinden etkilenen kültürün tümü olarak tanımlanmaktadır. Sömürgeciliğin, dünyanın, toplumların ve bireylerin tarihi üzerinde büyük bir etkisi olmuştur. İnsanoğlunun kültür, ırk, cinsiyet ve kimlik gibi büyük sorunları ile ilgilidir. En çok tartışılan konular ırk, cinsiyet, etnik köken, kimlik ve kültürdür. Postkolonyalizmin tartışmalı konularından biri kimlik ve kültür meselesidir.Göçmen sayısı, melez uluslar ve farklı kültürel çeşitliliği olan ülkelerin anayasalarındaki artış ile modern dünyada kimlik sorunu belirgin bir hale geldi. Kuramcılar kimlik konularına büyük önem vermişlerdir.Franz Fanon'un kuramsal argümanı, kolonyalizmin sonuçlarını ve göç deneyimi ile oluşturduğu değişimi anlatıyor.Edward Said'e göre kimlik oluşumunun ana noktası postkolonyal, antiemperyalist bir konu olan direnme ve kendini yeniden oluşturma yeteneğidir. Homi Bhabha'nın kuramsal sunumu, her türlü özcü kültürel kimliğin geçerliliği ve özgünlüğünü zorlayan hem sömürgeci hem de sömürülenlerin öğelerinin iç içe geçmesinden gelmektedir. Aynı zamanda Postkolonyal Romancılar, özellikle eski İngiliz kolonilerindeki yazarlar, okuyucuların ve edebiyat ödülü organizatörlerinin dikkatini çekmişti.Postkolonyal romancılar, postkolonyal dönemde ortaya çıkan kimlik krizi koşullarına maruz kaldılar ve dile getirdiler.Romanları nadiren Diasporaların varlığından, sürgünden ve kimlikle ilgili konulardan kaçındı veya kaçtı. Tezin birinci bölümü, çalışmayı ve "postkolonyal" teriminin anlam ve tarihsel arka planını yeterli bir şekilde tanıtmaktadır ve ayni zamanda postkoloniyalizmin önemli konularından bazılarına ve diaspora, melezlik ve yer değiştirme gibi en çok tartışılan terminolojisine ışık tutuyor.Bunun yanında, romanın ve dönemin doğasını ve ortaya çıkışını, rakamları ve özelliklerini açıklar.Tezin teorik yaklaşımı ikinci bölümünde tartışılmaktadır. Postkolonyal teoriyi açıklamakta ve ardından StuartHull, FrantzFanon, Edward said, HomiBhabha, Bill Ashcroft, EduardGlissant ve diğerleri gibi en önemli kuramcılarını araştırmaktadır. Kuramcılar postkolonyal dönemde kimlik krizini açıklamak için daha büyük bir ilgi göstermiştir çünkü bu kolonyalizmden sonra ortaya çıkan karmaşıklığın önemli bir özelliğidir.Bölüm ayrıca postkolonyal dönemde ve edebiyatta bir tematik konu olarak kimlik değeri hakkında tartışma yapıyor.Bölümün ana tartışması, postkolonyal dünyada kimlik konusunda kuramcıların argümanları, eski sömürge ülkelerde kimlik oluşumu konusundaki xiv düşüncelerinin ne olduğu ve fikirlerini nasıl sundukları, diaspora ve ikilemlere maruz kalan bu ülkelerden gelen göçmenlere ve kimliklerini oluşturmada yaşadıkları zorluklar üzerine odaklanmaktadır. Üçüncü bölüm, Trinidadian, Sam Selvon'un Romanı Yalnız Londralılar (1956) ve postkolonyal teoriyle, özellikle Franz Fanon, HomiBhabha'nın kimlik, yurtsuzluk ve postkolonyal dönemde Karayip göçmenlerinin diasporaları hakkındaki fikirleriyle nasıl gittiği konusuna ayrılmıştır. Bölüm Yalnız Londralılar'ı Londra'nın kolonyal 'merkezini' bulan bir grup marjinal ve diasporik bireyin özel deneyimlerini resmetmek ile ilgili bir metin alanı olarak inceler. 1969 yılında basılan Tayeb Salih'in Kuzeye Göç Mevsimi (Mawsim al-hijra ila al-shimal) adlı romanı dördüncü bölümde eleştirel olarak incelenmiştir. Bölüm Edward Said, HomiBhabha ve Fanon'unpostkolonyal kuramlarının merkezi argümanlardan biri olan romanda direniş kavramını inceliyor. Kuzeye Göç Mevsimi, romanın ana kahramanı, Mustafa Saeed şeklinde Doğu ve Batı arasındaki çatışma ile ilgilidir,ve birçok kişi tarafından edebiyat için olağanüstü bir katkı olarak karşılandı. Kuzeye Göç Mevsimini inceleyen bölüm ayrıca Fanon ve Glissant'ın direniş kavramı gibi birçok postkolonyal kuram ve fikirleri ortaya çıkaran bir romandır.Dahası, Edward Said'in direnç ve güç konusundaki fikirlerine göre yorumlanabilir. Buna ek olarak, postkolonyal kuramcı, HomiBhabba'nın fikirlerini ve sömürgecinin taklitinin varsayımını yansıtıyor olabilir. Beşinci bölüm Nobel Ödülü kazanan roman V.S. NaipaulTaklik Eden İnsanlar (1967) adlı romandaki kimlik krizini analiz etmektedir. Bölümün, postkolonyal kuramcı HomiBhabha'nın Kültürün Konumu isimli romanında tartıştığı taklitçilik kavramından ortaya çıkmıştır. Bölümün tartışması bireylerin kararsızlığı ve kimlik kaybı ile sömürgecilerin kimlik taklidine nasıl yol açtıkları üzerinde kolonyalizmin etkisini gösterir.Altıncı bölüm, yukarıda belirtilen seçilmiş postkolonyal romanlardan elde edilen ve kimlik krizi konusu bakımından postkolonyal kuramların argümanlarına göre incelenen çalışmanın bulgularını göstermektedir. Sonuç, kolonize edilen insanların nasıl bir kimlik ikilemiyle karşı karşıya kaldığını, kimlik krizlerinin kolonyal geleneğin etkisine atfedildiği ve kolonyalizm tarihinin kolonize eden ülkelerin vatandaşları olan göçebelerin üzerinde bile etkisi olduğunu göstermektedir. Ayni zamanda tez kolonyal gücün stratejisinin kolonize olan insanların kimlik hissiyatını kaybetmelerine ve taklit olup yurtsuz hissetmelerine neden olan bir etkisi olduğunu ortaya çıkarmıştır. tr_TR
dc.language.iso en tr_TR
dc.publisher ISTANBUL AYDIN UNIVERSITY INSTITUTE OF SOCIAL SCIENCES tr_TR
dc.subject Postkolonyalizm tr_TR
dc.subject Postkolonyal Teori tr_TR
dc.subject Postkolonyal Roman tr_TR
dc.subject Kimlik tr_TR
dc.subject Taklitçilik tr_TR
dc.subject Melezlik tr_TR
dc.subject Direniş tr_TR
dc.subject Oryantalizm Post colonialism tr_TR
dc.subject Postcolonial Theory tr_TR
dc.subject Postcolonial Novel tr_TR
dc.subject Identity tr_TR
dc.subject Mimicry tr_TR
dc.subject Cultural Diversity tr_TR
dc.subject Resistance tr_TR
dc.subject Exile tr_TR
dc.title THE CRISIS OF IDENTITY IN POSTCOLONIAL LITERATURE tr_TR
dc.type Thesis tr_TR
dc.description.abstractol During the second half of the twentieth century a new era arose when many countries gained independence, transitioning from colony to country. According to literary critics and theorists, the term “postcolonial” is defined as all the culture affected by the imperial process from the moment of colonization to the present day. Colonialism has had an immeasurable influence on history of the world, societies and individuals. It has penetrated the larger issues of culture, race, gender, and identity. Most themes that postcolonial theory and literature deal with are race, gender, ethnicity, identity and culture. One of the controversial issues of post colonialism is the question of identity and culture. In the modern world with the increase of immigrant numbers, hybrid nations, and constitutions of countries with different cultural diversities, the question of identity came to the surface. Theorists have paid a great attention to identity issues. Franz Fanon’s argued about the consequences of colonialism and the change formed by the experience of immigration. For Edward Said, the central point of identity construction is the ability to resist and to recreate oneself as a postcolonial, anti-imperialist subject. At the same time, postcolonial novelists especially writers in former British colonies attracted the attention of readers and literary prizes. These novelists exposed and expressed the conditions of identity crises that emerged in postcolonial period. Their novels rarely avoided or escaped from the presence of Diasporas and exile and matters connected to identity. Chapter 1 of this thesis introduces the study and a brief account of the meaning and historical background of the term "postcolonial"; it also sheds light on some important issues of postcolonialism and its most commonly discussed terms, such as diaspora, hybridity, and displacement. In addition, it explains the nature of the novel and of the period and its emergence, figures and characteristics. The theoretical approach of the dissertation is discussed in Chapter 2, which explains briefly postcolonial theory, and then investigates outstanding theorists, Stuart Hall, Fanon, Said, Bhabha, Bill Ashcroft, Eduard Glissant, and others. These theorists have given greater attention to explaining identity crisis in the postcolonial era because of its importance in the complexity surfaced after colonialism. Chapter 2 also argues the value of identity as a thematic subject in the postcolonial period and literature. The chapter's main discussion focuses on the theorists’ arguments about identity in the postcolonial world and their views about the construction of identity in former colonized countries. In particular, they note immigrants from postcolonial countries who suffered the diasporas and the dilemma of constructing a coherent identity. xii Chapter 3 is devoted to analyzing the novel The Lonely Londoners (1956), by the Trinidadian author Sam Selvon, and its connections to postcolonial theory, especially Fanon and Said, whose have discussed identity, homelessness, and the diasporas of the Caribbean immigrants in the postcolonial period. Chapter 3 also examines The Lonely Londoners as a textual space concerned with picturing the specific experiences of a marginalized and diasporic group of individuals encountering the colonial “centre” of London. Chapter 4 analyzes the crisis of identity in Nobel Prizewinner Naipaul’s The Mimic Men (1967). The chapter derives its argument from postcolonial theorists Fanon and Said arguments about mimicry and the crisis of identity felt by Naipaul’s protagonist. The discussion shows the impact of colonialism on individual ambivalence and the loss of identity and how this leads to an imitation of the colonizer’s identity. Chapter 5 also shows the findings of the study, arrived at from the above postcolonial novels and analyzed according to arguments of postcolonial theories in issues of the identity crisis. The conclusion shows how pro-colonized people faced their crisis of identity as a dilemma, ascribed to the impact of colonial tradition; the history of colonialism weighed heavily even on immigrants who became citizens of colonizer countries. Finally, the strategy of colonial power has had an effective influence on colonized people losing their sense of identification and becoming mimics of their host countries and while remaining with a sense of homelessness tr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster